Tweet |
Memleket Partisi Sözcüsü Prof. Dr. İpek Özkal Sayan, Memleket Partisi Genel Merkezi hesaplarından canlı yayınlanan haftalık değerlendirmesinde gündeme dair açıklamalarda bulundu. Geçtiğimiz sene orman yangınlarından etkilenen bölgelerde vatandaşın yalnız bırakıldığını dile getiren Sayan, “Kendi vatandaşını konteynırda, sokakta yatır, Suriyelilere yapacağın evi gururla açıkla! Biz buna ne diyoruz biliyor musunuz? Biz buna akıl tutulması diyoruz ve diyoruz ki bu yaptıklarınızın hesabını sandıkta vereceksiniz.” Dedi. Sayan sözlerine şöyle devam etti.
5 günlük seyahatimizde geçen yıl cayır cayır yanan orman arazilerini de gördük. Bir tek ot yeşermemiş, hiç hayat belirtisi yok, her yer kupkuru, simsiyah. Bakmaya doyamadığınız yeşilliklerin yerini simsiyah ağaçlar almış. Evleri, motorları, traktörleri, samanları, kovanları, hayvanları yanan mağdur olan vatandaş perişan, yapayalnız. Ne dediler evlerin yüzde 70’ini biz yapacağız, kalan yüzde 30 içinde kredi vereceğiz. Yani o haldeki vatandaşı devlete borçlandırarak mülk sahibi yapmayı, bu ülkeyi yöneten ya da yönettiğini iddia eden 20 yıllık bir hükümet olarak kendilerine yakıştırdılar.
KENDİ VATANDAŞIMIZ SOKAKTA KALIYOR SURİYELİLERE EV YAPIYORSUNUZ
Kendi mağdur vatandaşlarına sahip çıkmadıkları gibi, diğer tarafta da Suriyeliler için bedavaya konut yapacaklarını gururla açıkladılar. Ne dedi İçişleri Bakanı; STK’ların desteğiyle 240 bin konut yapacaklarmış! İdlib’de 62.145 briket evin tamamlandığını, yıl sonuna kadar da hedefin 100.603 briket ev olduğunu açıkladı geçenlerde Bakan. Kendi vatandaşını konteynırda, sokakta yatır, Suriyelilere yapacağın evi gururla açıkla! Biz buna ne diyoruz biliyor musunuz? Biz buna akıl tutulması diyoruz ve diyoruz ki bu yaptıklarınızın hesabını sandıkta vereceksiniz. Adaletsiz Kalkınma Partisi bu sandıkla gidecek. Kendi vatandaşınıza yapmadığınız ama sığınmacılara yaptığınız her şeyin hesabını vatandaş size sandıkta soracak!
VATANDAŞ KAN AĞLIYOR
Memleket Partisi olarak bu sıcak yaz günlerinde sizlerle Güney ve Ege kıyılarında buluşmamızda 5 günde 2525 km yol yaptık. 5 il, 26 ilçe gezdik. Her yerde vatandaşla konuştuk, dertlerini dinledik. Öncelikle şunu söyleyelim. Vatandaş perişan, vatandaş dertli, vatandaş kan ağlıyor. Anamur’da 75 yaşındaki pazarcı amca diyor ki; “İki evladım var. İkisi de üniversite mezunu, ikisi de işsiz. Burada yanımda mısır satıyorlar. Benim başka gelirim yok, emekliliğim yok. Tarlada çalışıyorum sabahtan akşama, gelip burada 3 kuruşa satıyorum. Geçinemiyoruz. Kurtar bizi başkanım” diyor.
YANGINDAN KURTARDIĞIMIZ AĞAÇLARI ÇİMENTO FABRİKASINA KURBAN ETMEYECEĞİZ
Muğla Deştin Köyü’nde çimento fabrikasının kurulmasına karşı yerli halk direniyor, karşı çıkıyor. Tam bir doğa faciası yaşanacak, çimento fabrikası kurulursa. Öncelikle ağaçlar kesilecek, toprak kuruyacak, hayvanlar ölecek, Muğla’nın yeraltı ve yüzeysel su kaynakları zarar görecek, çimento tozları tarım toprağına, meyve ağaçlarına, bitkilere, ormana, insanlara zarar verecek, kanser ve deri hastalıkları gibi hastalıklar artacak, asit yağmurları olacak, zeytinlikler zarar görecek. “Geçen sene yangından kurtardığımız bu ağaçları, şimdi çimento fabrikası için kestirmeyeceğiz, kurban etmeyeceğiz” diyor orada yaşayan vatandaşlarımız. Biz de Memleket Partisi olarak, direniş çadırlarını ziyaret ederek, destek verdik onlara.
İKTİDAR VE MUHALEFET GÜL GİBİ GEÇİNİP GİDİYOR
Konunun bir başka önemli ve vurucu tarafı ise burada ve doğa güzelliği ile nam salmış deniz kenarındaki il ve ilçelerimizde büyük bir rant ortaklığının kurulmuş olması! ÇED Raporları Bakanlıktan, imar ruhsatı muhalefet belediyelerinden. Gül gibi geçinip gidiyorlar. Biz de Memleket Partisi olarak diyoruz ki, bu rant ortaklığını bozacağız. Bizim kimseden korkumuz yok! Biz doğruya doğru yanlışa yanlış diyoruz. Biz ilkeli siyaset yapıyoruz, başımız dimdik ve diyoruz ki; Memleket sevdalıları, bu vatanı seven, bu vatan uğruna canını vermeye hazır olan iyi insanlar. Sizlere sesleniyoruz! Bu canım, güzel memleketimizi birbirine peşkeş çeken rant ittifakına, yağmaya, talana birlikte son verelim! Gerçekleri siz de görün! Doğayı, çevreyi, maviyi, yeşili bu rantçılara karşı birlikte savunalım, doğal güzelliklerimizin yok edilmesine karşı sessiz kalmayalım.
BİZİM ANKETİMİZ SOKAKTA YOLDA ÇARŞIDA PAZARDA
5 günlük 5 ili ve 26 ilçeyi kapsayan vatandaşla Güney ve Ege sahillerinde buluşmamızdan sonra buradan anket şirketlerine de bir selam gönderelim. Yollarda, sokakta insanların Sayın Genel Başkanımız Muharrem İnce’ye ve Memleket Partisi’ne ilgisi görülmeye değerdi. O yüzden bizi inatla anketlere dahil etmeyen o şirketlere diyoruz ki; Siz bizi yaptığınız “sözde” anketlerde seçmene sormamaya devam edin! Bizim anketimiz sokakta! Gümbür gümbür geliyoruz biz, Memleket Partisi geliyor. Tekrar edelim bizim anketimiz sokakta, yolda, çarşıda, pazarda!
TERÖRLE MÜCADELE ÖNCELİĞİMİZDİR
Gelelim bugünlerde çok sık duyduğumuz, içimizi yakıp kavuran şehit haberlerimize. Ne yazık ki bu haberleri çok sık duyar olduk. Ama buna karşılık AKP’den hiçbir açıklama da gelmiyor. Biz Memleket Partisi olarak diyoruz ki; Türkiye’nin bölünmez bütünlüğünü hedef alan terör unsurlarının faaliyetleri öncelikli olarak çözülmesi gereken sorunlardan biridir. Kahraman Mehmetçiklerimiz, gerek ülkemiz sınırlarında, gerekse sınır ötesinde milletimize yönelik tüm tehlikeleri bertaraf etmekte, terör unsurlarının Suriye ve Irak üzerinden Türkiye’ye sızma girişimlerini önlemekte, terör koridorlarını engellemektedirler. PKK/YPG ve DEAŞ olmak üzere tüm terör örgütleriyle etkin bir mücadele sürdürmektedirler.
ŞEHİT HABERLERİMİZ NORMALLEŞTİRİLMEYE ÇALIŞILIYOR
Bununla birlikte terörle mücadele kapsamında yürütülen operasyonlarda, son aylarda ne yazık ki şehit sayılarımızda da gözle görülür bir artış olmuştur. 2021 yılında çatışmalarda 77 askeri personelimiz, yalnızca son üç ayda 52 askerimiz şehit olmuştur. Arka arkaya gelen bu şehit haberleri yüreklerimizi yakmıştır. Ancak bu şehit haberleri, ulusal basın ve medyaya baktığımızda sıradan haberlermiş gibi sunulmakta, günlük hayatın akışında “sıradanlaştırılmaya”, “normalleştirilmeye” çalışılmaktadır. İktidar partisi bu haberler karşısında sus pus durmakta ve gerekli açıklamaları yapmamakta, muhalefet partileri de yine gereken tepkileri vermemektedir.
AKP SIĞINMACILARA KUCAK AÇARAK DEMOGRAFİK YAPIMIZI DEĞİŞTİRMEYE ÇALIŞIYOR
Biz Memleket Partisi olarak bu durum karşısında susmuyoruz ve diyoruz ki; Bizim için ana vatan, yavru vatan, mavi vatan ve gök vatan bir bütündür. Partimizin kuruluşundaki ana ilkelerimizden biri de terörün her türlüsünün karşısında durmaktır. Ne yazık ki Irak ve Suriye sınırları gerektiği gibi korunamamakta, kim dost kim düşman ayrımı yapılamamaktadır. Bir taraftan da ülkemiz sığınmacı akımına maruz kalmaktadır. Türkiye bir uçurumun eşiğine sürüklenmiştir. Sığınmacı sorunu her gün katlanarak artmakta, AKP sığınmacılara kucak açarak Türkiye’nin demografik yapısını değiştirmeye çalışmakta ve sırf oy kaygısıyla hareket etmektedir. Diğer taraftan FETÖ terör örgütüne, özellikle örgütün siyasi ayağına karşı yapıldığı iddia edilen mücadele ise belirsizliğini korumaktadır.
MECLİSİ OLAĞANÜSTÜ TOPLANTIYA DAVET EDİYORUZ
Biz Memleket Partisi olarak, teröre karşı yapılan operasyonlara destek vermeye devam edeceğimizi, terörün her türlüsüne karşı olduğumuzu tekrar tekrar, üstüne bastıra bastıra söylüyoruz. Gelgelelim son aylarda operasyonlarda verdiğimiz şehit sayıları ile ilgili de büyük endişelerimiz bulunmaktadır. İşte bu yüzden Memleket Partisi milletvekilleri ülkemize yönelik artan terör faaliyetleri ve yapılan operasyonların akıbeti ile ilgili görüşülmesi için TBMM’yi olağanüstü toplantıya davet etmiş ve tüm milletvekillerine bu önemli konuyu görüşmek için çağrı yapmıştır. “Söz konusu vatansa gerisi teferruattır” anlayışında olan bizler, nasıl ki ana muhalefet partisinin çağrısına olumlu cevap vererek sağlık çalışanlarımızın haklarına kavuşması ve şiddete maruz kalmalarının önlenmesi için Olağanüstü Meclis Toplantısı’na katıldıysak aynı duyarlılığı şehitlerimiz için tüm partilerden bekliyoruz. Sonuçtan sizleri de haberdar edeceğiz. Umarız tüm partiler Memleket Partisi’nin bu çağrısına ses verirler.
BU KPSS’DEKİ İLK SKANDAL DEĞİL
Gelelim KPSS skandalına. 23 Temmuz’da yapılan KPSS sınavı iptal edildi. Sebep Yediiklim Yayınevi’nin soru kitapçığında yer alan soruların KPSS’de çıkması. Bu Türkiye’de merkezi sınavlarda yaşanan ilk skandal değil tabi ki. Daha önce de cemaat bağlantılı bu tip skandallar yaşandı Türkiye’de. Peki ne olacak? Sınav iptal edildi diye yaşananları sineye çekip oturacak mıyız? Adaleti olmayan Kalkınma Partisi’nden adalet mi bekleyeceğiz? Bir daha olmaz mı diyeceğiz! Burada sınava giren adaylar mağdur olmuştur. Ziyan olan emekler, yaşanan stres bir yana farklı şehirlerde sınava girenler bir sürü masraf yapmıştır. Burada idarenin hizmet kusuru vardır ve vatandaş bu mağduriyetinin karşılanması için idari yargıya gidip, dava açmalıdır.
HÜKÜMET CEMAAT BAĞLANTILARI BİTMEDEN SINAVLARA GÜVEN OLMAZ
Bununla birlikte gözden kaçırılan çok önemli bir husus liyakat meselesidir. Burada soruların hazırlanmasında liyakatsizlik var, liyakatsiz kadrolar var demek sorunu yanlış tespit etmek demektir. Burada bir cemaat bağlantısı vardır ve hükümet cemaat bağlantıları (adı her ne olursa olsun) bitmeden ne sınavlara güven olur, ne kurumlara, ne verilere, ne eğitime ne de yargıya. ÖSYM’nin güvenlik tedbirleri kırılarak sorulara müdahale ediliyorsa o zaman sorun çok daha büyüktür. Yani, değerli arkadaşlar tehlike çok büyük! Sorun sadece KPSS’nin güvenliği değil sorun Türkiye’nin güvenliği! Sorun çocuklarımızın güvenliği, sorun gençlerin güvenliği! Cumhurbaşkanına bağlı Devlet Denetleme Kuruluyla, taraflı yargıyla, ÖSYM soruşturmasıyla bu sorun çözülmez. Sorunu kim mi çözecek? Sorunu bu seçimde ampule oy basmayarak sen çözeceksin, ben çözeceğim, biz çözeceğiz! Hukuk devleti dışındaki her türlü oluşumla mücadele eden ve bunu korkmadan cesurca dillendiren bir parti olarak hepimiz çözeceğiz! Memleket Partisi çözecek!
ÖĞRETMENLİK KANUNU’NA KİMSE ANLAM VEREMEMİŞTİR
Son olarak gelelim öğretmenlerin çok dertli olduğu bir konuya. Öğretmenlik Meslek Kanunu’na! 14.02.2022 tarihinde yürürlüğe giren bu kanun tüm öğretmenlerimizi hayal kırıklığına uğratmıştır. Öğretmenlerin demokratik, özlük, sosyal ve ekonomik hakları güvence altına alınmamış, öğretmene şiddete ilişkin caydırıcı hükümler konulmamış, özel öğretim kurumlarında çalışan öğretmenlerimiz kapsam dışında bırakılmış, ücretli ve sözleşmeli öğretmenlik uygulaması son bulmamıştır. Tüm bunların yanında öğretmenlerin kariyer basamaklarında yükselmesi sınav şartına bağlanmıştır. Bu duruma ne öğretmenlerimiz ne de öğretmen sendikalarımız anlam verememiştir. Yapılacak olan bu sınavla öğretmenlerimizin lisans eğitimleri, kıdemleri, mesleki tecrübeleri sınav şartına bağlanarak yok sayılmıştır.
MEMLEKET PARTİSİ ÖĞRETMENLERİN YANINDA VE BU KANUNU KABUL ETMİYOR
Öğretmenlik zaten bir uzmanlık mesleğidir. Aynı işi yapan öğretmenleri, güvenliğini bile sağlayamadığınız şaibeli sınavlarınıza sokarak farklı statü ve özlük hakları ile sınıflandırmak tam da Adaleti olmayan Kalkınma Partisi’ne yakışır bir istihdam politikasıdır! Biz Memleket Partisi olarak öğretmenlerimizin yanındayız! Bu Meslek Kanunu kabul etmiyoruz! Sözleşmeli öğretmenliği kabul etmiyoruz. Ücretli öğretmenliği kabul etmiyoruz. Öğretmenlere 3 kuruşluk zam yapmak için şaibeli sınavlarınızı kabul etmiyoruz. Öğretmenleri ayrıştırmanızı kabul etmiyoruz. Yaptığınız yanlıştan geri dönün. Öğretmenlik Meslek Kanunu adam kayırmak için değil, öğretmenlere kaybettirdiğiniz itibarı geri kazandırmak için yapın!
KADIN CİNAYETLERİNE DAHA NE KADAR SEYİRCİ KALACAKSINIZ?
Beyza Doğan adlı evladımız, evinde silahla vurularak öldürüldü. Beyza henüz 16 yaşındaydı. 13 yaşından 16 yaşına kadar kendini vuran katiliyle uğraştı. Babası adliyeye 35 defa başvurdu, şikayet dosyası açtırdı, koruma kararı çıkarttırdı. Ama nafile. Kendisinden 35 kere şikayetçi oldukları fail, tutuklanmadığı için Beyza 16 yaşında toprağın altında. Kendisine Allah’tan rahmet, acılı ailesine ve sevenlerine başsağlığı diliyoruz. Ve diyoruz ki, kadın cinayetlerine daha ne kadar seyirci kalacaksınız? Ne kadar susacaksınız? Cumhurbaşkanı kararı ile iptal ettiğiniz İstanbul Sözleşmesi'nin yerine ne koyacaksınız? Bugün koruyamadığınız, öldürülen toprağın altındaki tüm kadınların vebali sizin üzerinizde. Bilesiniz…