TDP Lideri Mustafa Sarıgül bugün Çankırı'da partilileri ve esnaf ile bir araya geldi. Sarıgül "Bugün esnaflarımızı ziyaret ettik, dertlerini dinledik. Türkiye’nin her yerinde olduğu gibi Çankırı’mızda da işsizlik var.Geçim sıkıntısı var, yoksulluk var. Esnaf kirasını, sigortasını, işçisinin parasını ödeyemiyor."dedi

Sarıgül yaptığı basın açıklamasında "Yiğitlik, mertlik, cömertlik memleketi Çankırı’da olmaktan son derece mutluyum.

Çankırılıları, sevgiyle saygıyla selamlıyorum. Basınımızın değerli temsilcilerine, sevgilerimi ve saygılarımı sunuyorum.

Mahalli basınla hep iç içe olmuş, mahalli basına büyük önem vermiş bir siyasetçiyim.

Türkiye Değişim Partisi iktidarında, mahalli basına hak ettiği önemi verecek, reklam ve ilan gelirlerinin artmasını sağlayacağız.Türkiye Değişim Partisi, seçime girmeye hak kazanmıştır.Artık, oy pusulasında, Türkiye Değişim Partisi vardır.Artık, “bütün partiler aynı,” diyerek, seçim sandığından ve siyasetten uzak duranların bir partisi vardır.

Artık, “iktidarlar değişiyor ama ülkede bir şey değişmiyor ‘‘, diyenlerin bir partisi vardır.

Türkiye Değişim Partisi, sağcı, solcu bir parti değildir. Ekmek, iş ve aş partisidir.Bizim siyasi çizgimiz, vatan sevgisidir, insan sevgisidir. Bizim siyasi çizgimiz, vicdan, merhamet ve bereket çizgisidir.

Bugün esnaflarımızı ziyaret ettik, dertlerini dinledik. Türkiye’nin her yerinde olduğu gibi Çankırı’mızda da işsizlik var.Geçim sıkıntısı var, yoksulluk var. Esnaf kirasını, sigortasını, işçisinin parasını ödeyemiyor.

Çiftçilerimiz, gübre, ilaç, mazot zamlarıyla baş edemiyor. İşçisi, memuru, emeklisi, çiftçisi, esnafı, borcu borçla kapatarak,borçlara takla attırarak yaşıyor.Ülkeyi yönetenlerse, herkesin hayatından memnun olduğunu, ülkenin, güllük gülistanlık olduğunu söylüyorlar.

Ben de buradan soruyorum: dolar almış başını gidiyorken, ülke nasıl güllük gülistanlık oluyor?

10 milyon işsiz, 30 milyon yoksul varken, ülke nasıl güllük gülistanlık oluyor.

Sadece bu yılın ilk sekiz ayında 61 bin esnafımız iflas etmişken,

ülke nasıl güllük gülistanlık oluyor.

BU ÜLKE SİZE GÜLLÜK GÜLİSTANLIK OLABİLİR,

Ülkeyi yönetenler, Anadolu’yu gezemiyor, çarşıya, pazara çıkamıyorlar.

Ben 70’ye yakın yer gezdim. Anadolu’da yaprak kıpırdamıyor.İşçisi, memuru, emeklisi, esnafı, çiftçisi feryat ediyor.

Dış güçler, lobiler falan diye kimse millete maval okumasın, ülkeyi kim yönetiyorsa sorumlu odur.

Ak Parti’nin, sorun çözme kapasitesi ve kabiliyeti sıfıra inmiştir.

AK PARTİ, GAZI KAÇMIŞ GAZOZA BENZEMİŞTİR.

Ak Parti, içeride ve dışarıda, güven kaybına uğramıştır.

Güven ekonominin can damarıdır. Güven sağlamak için demokrasi ve

hukukun üstünlüğünü sağlamak gerekir. ekonomiyi, ehil ellere teslim etmek ve bu ellere müdahale etmemek şarttır.

Bu güveni sağlayacak kadrolar Türkiye Değişim Partisi kadrolarıdır.

Seçim öncesinde gerilimin tırmanması korkusu var.

SAYIN KILIÇDAROĞLU BÖYLE BİR UYARIYI

NEDEN YAPMA GEREĞİNİ DUYDU BİLMİYORUM.

Ancak bu uyarı ciddiye alınması gereken bir yerden yapılmıştır.Bu kaygı sorumlu makamlar tarafından giderilmelidir.

Sarıgül gündemdeki dair konulara da değinerek sözlerini şöyle sürdürdü.

"Türkiye, parlamenter sisteme dönüşü tartışıyor. Biz de parti olarak parlamenter sistemden yanayız.

Bir kişinin tek başına ülkemizi yönetmesine karşıyız.

TARAFSIZ CUMHURBAŞKANI, GÜÇLÜ MECLİS VE BAĞIMSIZ YARGI İSTİYORUZ.

Bu görüşlerimizi de yeni söylüyor değiliz, kurulduğumuz günden beri söylüyoruz.

Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin yürümediği görülmüştür.

Parlamenter sistemden yana olan partilerin bir araya gelmesini önemsiyor ve değerli buluyorum.Ancak bir hususa da dikkat çekmek istiyorum; Bu çalışmaların ülkemizin çözüm bekleyen sorunlarını ikinci plana atmasına izin vermemek gerekir.

Ülkemizin, bir gün değil, Bir saat dahi beklemeye tahammülü olmayan üç sorunu bulunmaktadır.

BİRİNCİSİ İŞSİZLİK, İKİNCİSİ GEÇİM SIKINTISI VE YOKSULLUK, ÜÇÜNCÜSÜ TARIM VE HAYVANCILIKTIR.

Siyasilerin görevi, bu konulara duyarlılık göstermek ve bu duyarlılığı topluma mal etmektir. İktidarıyla, muhalefetiyle bütün partileri bu sorunları çözmek için birlikte hareket etmeye çağırıyorum.

İşsizlik, geçim sıkıntısı ve yoksulluk meselesi sen ben meselesi, parti meselesi, olmaktan çıkmış, bir beka meselesi halini almıştır.Gelin bunlara bir çare bulalım.

Önemsediğim ve dikkat çekmek istediğim Bir başka konu şudur:

“Ak Parti giderse, kazanımlarınızı kaybedersiniz” diyerek muhafazakâr yurttaşlarımızı korkutmaya çalışan çevreler olduğunu görüyorum. Bu güzel ülkenin, güzel insanlarının başörtüsüyle, imam hatiplerle,

laiklikle , üniter devletle bir sorunu yoktur. Kimsenin inancı, yaşam tarzı tehlikede değildir.

Toplum bunları aşmıştır, hiç kimsenin seçim kazanacağız diye toplumu germeye, kutuplaştırmaya hakkı yoktur. Müslümanlık Ak Parti ile başlamamıştır.

BİZ AK PARTİ’DEN ÖNCE DE MÜSLÜMANDIK, DÜNYA DURDUKÇA DA -ELHAMDÜLİLLAH- MÜSLÜMAN KALACAĞIZ.

Vatan, millet, din, iman, kimsenin tekelinde değildir. Kimsenin kimseden

sertifika almaya ihtiyacı da yoktur.

Türkiye Değişim Partisi inançlara saygılı laiklik anlayışı içerisinde,

herkesin dini inançlarının gereklerini serbestçe yerine getirebilmesinin güvencesidir.

Türkiye Değişim Partisi, yaşam biçimi, inancı, dili, dini ve dünya görüşü ne olursa olsun, bu topraklar üzerinde yaşayan herkesin, barış içinde, bir arada ve beraber yaşamasının teminatıdır.

Türkiye Değişim Partisi, sağduyunun ve vicdanın sesi, toplumsal uzlaşmanın adresidir.

Türkiye Değişim Partisi iktidarıyla ülkemizde milli bir heves, yeni bir yapılanma, uyum, uzlaşma ve atılım dönemi başlayacaktır.

Ülkemize varlık, bolluk, bereket gelecek, Türkiye’nin yüzü gülecektir. Türkiye, geniş bir nefes alacak,rahata kavuşacaktır.Beni dinlediğiniz için hepinize teşekkür ederim." diye sözlerini noktaladı.