İşimiz gereği her zaman hem Kayseri’den hem de ülkeden ve dünyadan çeşitli haberlerle hemhal oluyoruz.
Duymadığımız, görmediğimiz olay kalmıyor neredeyse.
Son zamanlarda sıkça karşılaştığımız bir konu var ki sizin de malumunuzdur.
Kayseri’de intihar vakaları oldukça artış göstermeye başladı.
Kimi gencecik yaşında intiharda çözüm buluyor; kimi de 80 yaşının üzerinde.
Sorunun derinine indiğimiz zaman yaşın da önemi var aslında yaşanmışlığın da.
Çözüm desen, şimdiye kadar herhangi bir adım atılmadı.
Geçtiğimiz günlerde haber yapmak için Kayseri’de son 1 yıl içinde gerçekleşen intiharları ve intihar girişimlerini araştırdım.
Söylediğim süre zarfında 20’nin üzerinde intihar, 25’in üzerinde de girişim vardı.
Girişimde bulunan ama hayattan kopmayan insanlarımız adına bu sayı sevindirici olabilir.
Çünkü onca insanı kaybetmemişiz, bir şekilde hayatlarına devam ediyorlar.
Umarım onları intihara sürükleyen olumsuzluklardan da kurtulmuşlardır.
Ancak son haftalarda artan intihar olaylarına karşı henüz herhangi bir araştırma vs. yok.
Hal böyle olunca da insan düşünüyor tabii.
Bu durum toplumsal çöküşün bir başlangıcı değil midir?
Toplumun refahını ve huzurunu sağlamakla yetkili olan insanlar, kurumlar bu durumu göz ardı mı ediyor?
Mesela Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde bir komisyon kurulsa ve intihar vakaları araştırılsa.
Bakalım bu insanlar neden hayattan vazgeçmiş, neden ölümü tercih etmiş.
Kurulan komisyonlarda her şehrin de ayrı ayrı analiz edilmesi lazım.
Çünkü, Türkiye İstatistik Kurumu her yıl mutluluk verileri açıklar ve şehirler mutluluk oranlarına göre sıralanır.
İntihar sayısı yüksek olan illerde; işsizlik, şehrin yaşanabilirlik düzeyi ve gelir seviyesi de ele alınmalıdır.
Çevresel faktörler de bunda bir etkendir tabi, eğitim de hakeza göz ardı edilemez.
Komisyonlar kurularak bu araştırmalar yapılmazsa ve bu duruma çözüm getirilmezse insanlarımızı bir bir kaybedeceğimizden korkuyorum.
Bu durumdan sadece ben değil, hepimiz korkmalıyız.