2019 sonlarında Çin’de görülen koronavirüs salgını, 2020 yılının başları diyebileceğimiz 11 Mart tarihinde de Türkiye’de görüldü.
Virüsün Çin’de patlak vermesinin ardından tüm dünyaya yayılması, ilk başlarda insanları sadece sağlık yönüyle korkuttu.
İnsanlar haklıydı, sağlık olmadan hiçbir şey olmazdı.
Ancak gelinen noktada, koronavirüse yakalanan arasında hayatını kaybedenlerin oranı yüzde 3’ü bulmadı.
Bu virüs kesin ölümle sonuçlanmıyor, bilakis kronik hastalıklarda ya da istisnai durumlarda ölümle sonuçlanıyordu.
Virüse karşı üretilecek olan ilaç ya da aşı piyasaya sürüldüğü zaman koronavirüsün gripten öteye geçmeyecek bir hastalık olacağından ise kimsenin şüphesi yok.
2020 yılının son çeyreğinin ortalarında olduğumuz bu günlerde ise, virüsün sağlık tehdidi boyutundan çok ekonomik tehditleri ile yüz yüze gelmeye başladık.
Hem dünyada hem de Türkiye’de zaman zaman ekonomik veriler paylaşılmaya başlandı.
Büyüme oranları, tahminler, ekonomik veriler, yatırımlar, istatistikler vs.
Türkiye ekonomisinin büyüdüğü, ABD ve bazı Avrupa ülkelerinin de küçüldüğü söylendi.
Salgın, istisnasız her sektörü büyük oranda etkiledi.
Bazı şirketler bu etkilenmeden olumlu yönde nasibini aldı, bazıları ise olumsuz yönde.
Dünya çapında baktığımız zaman e-ticaret devi Amazon’un, yüzde 40 dolaylarında büyüdüğü görülüyor.
Salgın tehdidi nedeniyle evlerinden çıkmayan insanların e-ticarete yönelmesi, Amazon’un sahibi Jeff Bezos’un servetine servet kattı.
En çok büyüme gösteren bir diğer teknoloji devi ise Netflix oldu: yüzde 72.
Microsoft yüzde 30, Google yüzde 24 oranında büyüme gösterdi.
Ve büyüme gösteren şirketlere baktığımız zaman neredeyse tamamının teknoloji devi, dijital yatırıma eğilen şirketler olduğunu gördük.
Dünyanın en büyük 10 şirketinden 7’si de teknoloji firması.
Ve bu firmalar gün geçtikçe büyüme, servetlerine servet katmaya, vatandaşlarına istihdam sağlamaya devam ediyorlar.
Ancak Türkiye’nin bu konuda sığ kaldığını gördükçe benim içim gidiyor.
Her fırsatta söylemeye çalışıyorum; değişim, gelişim, teknoloji, dijitalleşme, yazılım…
Bizi ekonomik olarak bunlar kurtaracaktır, domates, biber, fındık değil…