Kaç gündür ülke gündemi o kadar yoğun ki, ama yerel yöneticiler zorluyorlar bizi adeta;
“Bırakın Memleket Meselelerini, Kayseri’ye bakın” diye.
Son günlerde bir mezar tartışmasıdır gidiyor.
Sonunda Böyyük Şehrin Başkanı çıkıp dedi ki, “Mezarlık hizmetlerimiz her türlü takdirin üzerinde..”
Amenna Sayın Başkan.
Büyükşehir ve Talas Belediyeleri mezarlık hizmetleri, cenaze hizmetleri konusunda 10 numara.
Buna şahadet ederim.
İtiraz neye biliyor musunuz?
Şehir Mezarlığının 1. Kapısının hemen sağında bulunan, Garipler Mezarlığı vardı, siz hatırlamazsınız belki ama Sayın Karatepe ve Sayın Özhaseki iyi hatırlar.
Burada, garip ve kimsesizlerin mezarlarını açıp kemikleri torbaya doldurup uzaklara götürdü belediye.
Açılan mezar yerlerini de Paralı adamlara, 10 bin, 20 bine sattı.
Kalanların ederi 40 bin liraya yükselmiş.
Bu gün ‘Mezarlık arsası’ alıp satan emlakçılar oluştu sayenizde Kayseri’de.
Neredeyse, “Kavuncu’ya komşu, Özhaseki’nin yanıbaşında satılık mezar” diye ilanlar verilecek.
İtiraz neye biliyor musunuz?
Ölüler arasında bile ayırımcılık yaptınız, yapıyorsunuz.
Has yilli ise ‘Cenaze Camii Kebir’de..’
Kööölü Mehmet Ağa ise, ‘Cenaze Hunat Camii ya da Hulusi Akar’da..’
Şehit cenazelerini bile Kalem Kırdı Camiine aldınız, niye biliyor musunuz?
Hunat’ın önündeki törende, makam araçlarınız, cenazenin kılınacağı noktaya uzak kalıyor, yürümek zorunda kalıyorsunuz diye..
Parası olan Şehir Mezarlığı 1 veya 2. Kapıda.
Gariban Köylü Güneşli’deki, Erkilet’teki mezarlığa.
İşte eleştiri bu tür uygulamalaradır.
Ununuttuk mu sanıyor sunuz?
Rahmetli Kavuncu’nun Mezarının yanıbaşındaki yeşil band bozularak açılan mezarları.
Mehmet Özhaseki ile Okey arkadaşlarına verilmesini, bu mezarların.
Gelelim, Memleketin en böyüğü Mehmet Özhaseki’nin son açıklamalarına.
Buyurmuşlar ki, “CHP’nin takdir ettiğim tek başarısı; sözde milliyetçiyiz diyen İYİP ile PKK’nın siyasi uzantısı HDP’yi bir arada tutabilmesi"
Hayır Sayın Özhaseki, İyi Partililer’in büyük bölümü sizin, “Ben de bir zamanlar Ülkücü Hareketin içindeydim. Ama koskoca Uluslar arası bir oyunun piyonu olarak kullanıldığını görünce koptum” sözünüz yüzünden MHP’den kopup İyi Parti saflarında yer aldılar.
Sayın eski Başkan, sen unutmuş olabilirsin ama bu kentte, “PKK Teröristine” terörist diyemediğin günler bu günkü gibi aklımızda.
Yine sen unutmuş, unutturmuş olabilirsin ama, 2013 yılında Türkçe Olimpiyatlarında yaptığın o duygusal! konuşmayı, Hacı Abinle yaptığın seyahatleri!, ‘Gülen Yüzler’ projenle Sayın Erdoğan’ın elinden aldığın ödülü Kayseri Halkı unutmadı, biz de unutturmayız merak etme.
Ha bir de ortada, “Biz bu harekete Allaha İman eder gibi inanmıştık” ya da “Her bulaşanı tutuklamaya kalkarsak Türkiye Cezaevine döner..” ya da “Fetö Fabrika ayarlarına dönsün mücadele biter” sözlerinizi nereye koyacaksınız.
Siz sanıyor musunuz, yarın tarih bunları yazmayacak.
Merak etmeyin, kelime kelime, cümle cümle kayıtlı sözleriniz ve günü geldiğinde kitap olarak elinize tutuşturacak çok sayıda kalem var bu ülkede ve Kayseri’de.
Dolayısıyla, hassas konularda konuşma yaparken dün’ü unutmamanı öneririm.
Unutmadan, son günlerde, hatta aylarda OSB ile ilgili bir tartışmadır sürüp gidiyor.
Kenardan izledim, izliyorum gelişmeleri.
Aynısı Kayserispor için de geçerli.
Bir bakıyorsunuz, Sayın Vekiller boy gösteriyor yöneticilerin yanında sonra da sessizce geri çekiliyorlar.
Kayseri Şeker, Kayserispor ve OSB konusunda yaşanan tartışmaları izledikçe aklıma Nasreddin Hoca’nın bir fıkrası geliyor nedense.
Anlatalım efendim;
Nasreddin Hoca bir eve misafir olur.
Yemeğe oturulur ve masaya çok nefis bir çorba gelir.
Ev sahibinin elinde kepçe, Hoca’nın elinde ise ufak bir kaşık vardır. Hoca küçük kaşıkla çorbadan tadımlık alabilirken, ev sahibi kepçeyi her dikişinde, “Oh öldüm!” der ve kepçeyi tekrar çorbaya daldırır.
Hoca dayanamaz ve ev sahibinin elinden kepçeyi alarak;
“Yahu ver şunu, biraz da bir ölek” der.
Yani mesele, kepçeyi kapma meselesi. . .
Anladınız siz onu.