2022 sonları veya 2023 ortası fark etmez.
Önümüze gelecek sandıkta, hala aday adı arayıp isme oy vereceğimizi sanıyor bazıları.
Ondandır çırpınıyorlar, “Millet İttifakı adayını açıkla” diye.
Kusura bakmayın, tavşan gözünü açtı.
Zira ilk seçimde seçmen ‘Kime’ değil, ‘Neye’ oy verecek.
Neye oy vereceğimizi özetleyeyim mi?
Bir, dediğinin tersini yapmayacak.
İki, olmayan şeyleri olmuş gibi göstermeyecek.
Üç, kendisini seçenler gibi yaşayacak.
Dört, Milletine yalan söylemeyecek.
Beş, Millete tepeden bakmayacak, kibir çamuruna bulanmamış olacak.
Altı, Milletin geleceği, ülkenin çıkarlarını kendi geleceği ve çıkarlarının üzerinde tutacak.
Yedi, Demokrasi diye diye Demokrasiyi katletmeyecek.
Sekiz, Fikir Özgürlüğünü kırmızı çizgisi olarak kabul edecek.
Dokuz, ailesini, yakınlarını, beslemelerini devletin işlerinden uzak tutacak.
On, Devleti, Devletin Kurumları ile yönetecek, bir takım icat edilmiş vakıf, dernek, cemiyet, cemaatlerden uzak duracak.
Onbir, Kadrolarını liyakatini kanıtlamış, gerektiğinde ‘Bu olmaz’ diyebilecek adamlardan seçecek.
Oniki, Şeffaf ve hesap verebilir biri olacak.
Onüç, başına oturduğu devletin malını-mülkünü satarak değil, devletin malına, mülküne yenilerini eklemek için çaba serfedecek.
Ondört, üstlendiği görevin geçici olduğuna ve günü geldiğinde kendisini seçenlere hesap vereceğine inanacak, ülkenin kaynaklarını ‘babalar gibi’ satmayacak, sattırmayacak.
Onbeş, bölmeyecek, böldürmeyecek.
Onaltı, elinde silah tutan bölücü terörist ile elinde tespih tutan bölücü teröristin aynı olduğunu bilecek, birinin sırtını sıvazlayıp semirtirken diğeri ile mücadele eder gibi görünmeyecek.
Onyedi, “Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne talimat veremeyecek, aksine Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin aldığı kararları harfiyyen uygulayacak.
Onsekiz, Ülkeyi kararnamelerle değil, kanunlarla yönetecek.
Ondokuz, Üniversitelerin bilim üretmesi gereken merkezler olduğunun bilincinde olacak ve işlerine burnunu sokmayacak, sadece denetleyecek.
Yirmi, Türk Silahlı Kuvvetlerinin Yargısı ile, Sağlık Kuruluşları ile, Okulları ile, Emir Komuta Zinciri ile yeniden Dosta Güven, Düşmana korku salan bir güç haline gelmesini öncelikli görev kabul edecek.
Yirmibir, Yargı bağımsızlığını her değerin üzerinde tutacak. Anayasa Mahkemesi’ne kafa tutarak verdiği kararları tanımayan hakimleri Bakan Yardımcısı yapmayacak ya da Asansörle Yüksek Yargı’nın tepesine taşımayacak.
Yirmiiki, Ülkenin kaynaklarını bir avuç mutlu azınlığın emrine sunup, milyonları açlığa, sefalete, işsizliğe mahkum etmeyecek.
Yirmiüç, Bankalar, ayrıcalıklı şirketler kazançlarını yüzde 300 artırırken, işçi, memur, asgari ücretlinin her ay eline geçen üç kuruşu enflasyonla elinden almayacak.
Yirmidört, Ülkenin üniversitelerinden mezun olmuş, sağlığımızı emanet ettiğimiz doktorları, kalkınmamızın sigortası mühendislerimizi, çocuklarımızı insafına terk ettiğimiz öğretmenleri, bilim adamlarımızı, sanatçılarımızı, kültür insanlarımızı, yazarlarımızı, gazetecilerimizi ekmeğe muhtaç edip ülkeden kaçmalarını “Giderlerse gitsinler” alaycılığı ile değil, ciddi bir sorun olarak görüp önlemler alacak.
Yirmibeş, Uydurduğu ve ekonomi biliminde yeri olmayan ‘Faiz neden, enflasyon sonuçtur” gibi saçma fikirlerle ülkeyi kör kuruşa muhtaç etmeyeceği gibi, bir de ‘Ben ekonomistim’ diye böbürlenmeyecek.
Daha yüzlercesini yazabilirim.
Bu yirmibeş madde Cumhurbaşkanı olacak aday için.
Daha vekil seçeceklerimiz için yaptığımız planları anlatmadım.
O nedenle, önümüzdeki seçimde ‘Aday’ değil, kadro için oy vereceğiz.
Bölünmek için değil, bütünleşmek için oy vereceğiz.
Yaşadığımız çileli sürecin üzerine azar işitmek için değil, ‘Seni anlıyorum kardeşim’ diyecek bir yönetim anlayışı için oy vereceğiz.
Yeni bir dönem için, yeniden Demokrasi, yeniden Özgürlük, yeniden üretim, yeniden kardeşlik, yeniden liyakate oy vereceğiz.
Süleyman sopasına, diğerinin azarına, başkasının kibrine tahammül etmek zorunda olmadığımızı bilerek gideceğiz sandığa.
128 milyar doların hesabını sormak için.
Kur garantili Mevduatla cebimizden aşırılan paraların nereye gittiğini görmek için.
Satılan, peşkeş çekilen kamunun malının akıbetini bilmek için.
Palazlanan, birer holding haline gelen ve tek sermayeleri kendi uydurdukları dini pazarlamak olan bir takım yapıların gerçek yüzünü bu milletin görmesini sağlamak için.
Kısacası;
Yalana ve Talana dur demek için gideceğiz sandık başına.