Son günlerde duyduğum, en saçma tezlerden iki tanesini gündeme getireyim..
“Bu adam seçimi kaybetse de gitmez..”
“Bir yolunu bulur, yeniden seçimleri kazanır..”
Kusura bakmayın, ikisi de birbirinden tutarsız tezler.
Zira şimdiye kadar kandırmadıkları toplum kesimi kalmadı.
Şimdiye kadar, “Kandırıldık” demedikleri olumsuz yapı kalmadı.
Bir beşli çete vardı, onlar da demir fiyatlarına isyan ederek bu gün yarın inşaatları durdurma hazırlığı yapıyor.
“Parası olan var, olmayan var. Bedelli Askerlik gibi bir vebalin altına girmem” dendikten sonra tam üç kez bedelli askerlik düzenlemesi çıkarmadılar mı?
Şimdi ise Bedelli uygulaması kurumsal hale getirilmedi mi?
Kayseri Meydanından, “Bize PKK ile görüştüğümüz iftirası atıyorlar. Görüşen namussuzdur, şerefsizdir. Bunu söyleyen de öyle” dedikten sonra, “Osloda biz değil devlet görüşüyor. Oraya adam gönderdimse ben gönderdim” dendi mi denmedi mi?
“1 Dolar 1 lira olacak ve öyle kalacak, Dolar 3 lirayı geçerse yüzüme tükürün” dendi mi denmedi mi?
Dolar şimdi 10 lira sınırına gözünü dikti mi dikmedi mi?
Artık her vatandaş her hastaneye gidip tedavi olacak, ilacını alacak ve beş kuruş para ödemeyecek, dendi mi denmedi mi?
Şimdi özel hastaneye gidecekseniz bir tomar 200’lük, Devlet Hastanesi için de 3 ay muayene sırası bekleniyor mu beklenmiyor mu?
Yoksulluğu ortadan kaldıracaklarını söylediler mi, söylemediler mi?
Söylemekle kalmayıp, her parti programına, her seçim beyannamesine yazdılar mı yazmadılar mı?
Aziz Milletin yarısından fazlası yoksulluğun pençesinde kıvranıyor mu, kıvranmıyor mu?
Yolsuzluğu ülkeden kazıyacaklarına söz verdiler mi, vermediler mi?
Hatta bunu parti programının ilk maddesi olarak kaydettiler mi etmediler mi?
Şimdi Mafya’nın maaşa başladığı milletvekili olduğunu, hemi de bunu önlemekle yükümlü bakanın ağzından duyduk mu, duymadık mı?
Ekonomik kalkınmadan bahsettiler her fırsatta.
Ama Cumhuriyetin, Atatürk’ün, Demokratik iktidarların bu ülkeye kazandırdıklarını teker teker babalar gibi sattılar mı, satmadılar mı?
Türk Milli Eğitim Sistemini, gelen her bakan kafasına göre değiştirdi mi, değiştirmedi mi?
Dindar görünmek adına, 2500 nüfuslu ilçelere 1000 öğrenci kapasiteli İmam-Hatipler yaptırdılar mı, yaptırmadılar mı?
Şimdi bu okulların kapısı açık mı, kapalı mı?
Türk Tarımını, bir avuç yamyama yem ettiler mi, etmediler mi?
Şimdi, soğandan patatese, arpadan samana her tarım ürünü için gözümüz ihracatta mı, değil mi?
Ülkenin Karagün Dostu Kızılay, Türk Askerinin emeklilik güvencesi OYAK, İstikbal Göklerdedir Şiarıyla çalışan Türk Hava Kurumu, Çiftçi’nin zor zamanlarda başucunda biten Tarım Kredi Kooperatifleri ve isimlerini sayamayacağım onlarca istikrarlı kurum, yandaşın yemlendiği ve batma noktasına gelen kurumlar haline geldi mi, gelmedi mi?
Dış Politika da alınan her karar, yapılan her uygulama ile başımız önümüze düştü mü, düşmedi mi?
Tüm Dünyada Dosta Güven, Düşmana Korku salması ile ünlü, NATO’nın ikinci büyük askeri gücü Türk Silahlı Kuvvetleri’ni okulsuz, hastanesiz, yargısız bırakan, hangi birimin hangi kuruma bağlı olduğu bile belli olmayan konuma getirdiler mi, getirmediler mi?
KPSS’de 100 puan alan zehir gibi çocuklarımızı, kafasında takke, belinde şalvar olmadığı için mülakat ucubesi ile eleyip, vatanına küsmesini sağlayan, o pırıl pırıl gençliğin yerine badem bıyıklı, niteliksiz, Yüce Kitap Kur-an yerine ne idüğü belirsiz tarikatlarda şeyhin eteğine yüz süren insanları yerleştiren ben miyim, gitmezler dedikleriniz mi?
Daha Fetö ile kurduğunuz ittifakla ülkeyi ne hale getirdiğinize de girmiyorum bile..
Şimdi HDP ile kapalı kapılar arkasında pazarlık, Fetö ile yeniden kutsal ittifak öyle mi?
Artık inanmıyor, artık kanmıyoruz.
Ne Sadatçı devşirmeler, ne 10 maaşlı badem bıyıklılar, ne de sayenizde semiren, milletin inancını sömüren çakma şeyhleriniz, çakma dervişleriniz sizi artık kurtaramayacaktır.
Zira siz, sizi umut görüp oralara götürenleri kandırdınız, onların güvenini hayal kırıklığına dönüştürdünüz.
Demokrasi, İnsan Hakları, Cumhuriyet, Atatürk İlkeleri, Laiklik, Vatanın bütünlüğü, kardeşçe yaşamak kültürü gibi değerler bu milletin genlerine o kadar derin işledi ki.
Bunu belli bir yere kadar aşındırabilirsiniz ama yok edemezsiniz.
O nedenle, her iktidarın, başarısız olan her yönetimin yaptığı gibi;
Geldiniz, umut oldunuz, destek gördünüz. Ama dediğinizin tersini yaptınız. Eğer bir seçim daha kazanmak istiyorsanız Fetö gibi, PKK’nın oluşumları gibi yapılarla değil, Türk milleti ile başlayın görüşme yapmaya. Samimi bir şekilde özrünüzü dileyin. “Beceremedik” deyin ve takdiri Yüce Türk Milleti’ne bırakın.
Onun dışındaki tüm arayışlarınız, yaydığınız tüm söylentiler Beyhude bir çabadan ibaret olur, öyle de kalır.
Yani işin özeti;
Emaneti ehline teslim edecek ve gi de cek si niz..