Artık emin.
Ülke ve toplum gerçeklerinden o kadar koptular ki, milletin ızdırabı, milletin çaresizliği, milletin umutsuzluğu bile umurlarında değil.
Ne diyor Kayseri’nin medar-ı iftiharı;
“Aklı olan AKP’ye oy verir..”
Nesini yorumlayayım bu sözün.
Be mübarek, hiç düşünmez misin?
Bu milletin yüzde 50’si oy vermiyorsa, senin partine onlar akılsız mı?
Ya da cevval bir muhalefet partisi milletvekili çıkıp dese ki, “Akıl konusundaki sözlerine hodri meydan diyorum. Sizin partiden biri ile bizim partiden birini IQ testine sokalım, hangisi akıllı çıkacak?” dese.
İkinci mesele.
AKP’li Belediye Başkanları, Niğde Belediye Başkanının çağrısı üzerine Niğdeli Patates üreticilerine destek amacı ile üreticinin elindeki patatesi kendi beldelerinde halka dağıtacaklarını açıklıyorlar.
Bunu yaparlarken bile, bir kampanya, bir böbürlenme havasında yapıyorlar.
“Ben kampanyaya 1000 ton patatesle katılıyorum, sen de katılıyor musun başkan”
Sosyal medyada bir komedi silsilesi ile yapıyorlar bunu.
Yapmayın efendiler.
Sorarlar adama?
“Siz bu iktidarın mensubu değil misiniz? Geçen yıl, şimdi hayvan yemi olan patatesi tanzim satış çadırlarında satan sizin iktidarınız değil miydi? Çağdaş ülkelerde her alanda üretim planlaması yapar, o ülkelerin Tarım Bakanlıkları. Geçen kış antika olan patates-soğan şimdilerde hayvan yemi olarak bile ilgi görmedi ise, depolar tıka basa patates dolu ise, bunun sorumlusu Tarım Bakanlığı değil mi?” diye.
Geçen yıl söylemiştim, dostlara.
Suriye’den Patates ithal edilirken, “Göreceksiniz gelecek yıl herkes patates ekecek ve hayvan yemi olarak bile ilgi görmeyecek” diye.
Benim bile hesaplayabildiğim bu gerçeği sizin Tarım Bakanınız niye görmüyor?
Gelelim üretici-yerel yönetim işbirliği meselesine.
Ben bizzat gidip yerinde inceledim.
Sayın Büyükkılıç size de öneririm.
İzmir’de bunun çok güzel örnekleri yaşanıyor.
Yerel yönetimlerin neredeyse tamamı, bölgedeki çiftçi ile işbirliği halinde çalışıyor.
Çiftçi ektiği ürününün, ağaçtaki mahsulünün hayvan yemi olmayacağının rahatlığı ile üretim yapıyor.
Elde edilen ürünler ya yerel yönetimler, ya da kooperatifler kanalıyla tüketiciye ederi üzerinden ulaştırılıyor.
Benzerini geçen yıl İstanbul Büyükşehir Belediyesi yaptı, Mersin’deki üreticinin elinde kalan narenciyeyi satın alarak belediyedeki dar gelirliye ücretsiz ulaştırdı.
Yani yapılmışı değil, AKP’li belediyelerin yeni şeyler yapması söylemesi lazım.
İnsanlar aç.
İnsanlar cinnet çizgisinde.
Her gün ekonomik sorunların yol açtığı cinnet haberleri okuyoruz.
Düşünün, 25 yaşlarında bir çift.
1,5 yaşındaki çocuklarını komşuya bırakıp, birlikte intihar ediyor.
Hangi çaresizlik böyle bir intihara neden olabilir?
Bir başka dram.
Adam eşini bıçakla öldürüyor, 2 çocuğunu yaralıyor, son hamleyi de kendine yapıyor.
Nasıl bir cinnet ile izah edilebilir bu olay?
Ama bizim vekile hanım, çıkıp ‘Aklı olan AKP’ye oy verir’ diyerek adeta bu çaresiz toplum katmanları ile alay ediyor.
Son sözüm;
Çıkın o saray bozması yapılarınızdan, Sırça Köşklerinizden. Sokağa, pazara bir kulak kabartın. Yaşanan çaresizliği gözünüzle görün. Emekli Ayşe Teyzenin, Hasan Amcanın size söyleyecekleri var, dinleyin. Asgari ücretlinin, üniversite okuttuğu 3 çocuğu işsiz emekli amcanın feryadını dinleyin. Aksi takdirde, yarın sokağa bile çıkamaz hale geleceksiniz ve yarattığınız yoksulluğun, çaresizliğin enkazı altında ilk siz kalacaksınız..
Aklı olan böyle bir şey söyler mi, böyle bir dönemde?
“Aklı olan AKP’ye oy verir..” miş….