Sayın Cumhurbaşkanı, muhalefetin her fırsatta dile getirdiği ve damat beyin ekonomi üzerindeki en büyük hasarı olarak kabul edilen 128 milyar dolar meselesi üzerinde özel bir önemle duruyor ve son konuşmasında diyor ki;
“ Özellikle muhalefet buraya çok dikkat etsin. Döviz rezervimiz 27 Ağustos itibarıyla 118 milyar doları aştı..”
Sayın Cumhurbaşkanının bu sözlerine sosyal medyadan binlerce yorum geldi, içindeki en anlamlısı ile girmeye karar verdim yazıya.
Diyor ki bir sosyal medya kullanıcısı:
“Bankalardan bende kredi çekersem benim kasamda da 118.000 ₺ olur. Bu durumda bu para benim mi yoksa bankanın mı bunu da açıklar mısınız.”
Evet aynen tablo bu.
Bir de ekonomi uzmanı penceresinden bakalım istedim;
13 Aralık 2013;
Merkez Bankası Brüt rezervi; Kaynaklar 85, Bankalar 82, IMF 2 Diğer 1 Milyar dolar,
Merkez Bankasının malı;
Artı 51 Milyar dolar.
27 Ağustos 2021;
Kaynaklar 159, Bankalar 79, IMF 5 Swap 67.
Merkez Bankasının Brüt Rezervi, Sayın Cumhurbaşkanımızın dediğine yakın, yani 118 milyar dolar.
Ama Merkez Bankası’nın net rezerve eksi 41 Milyar Dolar.
Dikkat ederseniz 2013 yılında 51 milyardı net rezerv.
Tam da yukarıdaki sosyal medya kullanıcısının dediği gibi.
Kasada para var, ama bizim değil.
Olmadığı gibi 41 milyar lira da borç senedi var kasada, ödenmesi gereken.
Sadece bu kadarla olsa iyi.
Bu güne kadar, büyük fedakarlıklarla! her yanlışınızı savunmak zorunda kalan Cem Küçük var ya Cem Küçük.
O bile isyan ediyor yazısında, marketlerdeki fiyatların önlenemez yükselişine.
Sizin TÜİK’inize dikte ettirdiğiniz, yıllık yüzde 19 küsur enflasyon, bağımsız araştırma kurumu tarafından yılın ilk 8 ayı için yüzde 30’un üzerinde çıktı.
Ekonomide Kredibilite kelimesi, nakit ve öz kaynakların büyüklüğü için kullanılır.
Halk nezdinde ise kredibilite, yönetenin uygulamalarına ve inandırıcılığına yönelik yapılan değerlendirmelere denir.
Çok üzgünüm ama sizin Uluslar arası Ekonomide de Halk Nezdinde de kredibiliteniz yerlerde sürünüyor.
Eğer öyle olmasaydı, İngiliz Tefeci Japon Hükümetine yüzde 0 sıfır faizle kredi vermek için kapısında beklemez, sıra size geldiğinde de yüzde 6 faiz dayatmazdı.
Eğer dediğiniz gibi Merkez Bankamızda 118 Milyar Dolar olsaydı, bakın neler olurdu güzel ülkemde;
Enflasyon çoktan tek haneye inerdi.
Faizleri çoktan sıfırlardınız.
Paramızın uluslar arası itibarı biraz yükselir, dolar Türk Lirası ile alay etmeyi bırakır, ciddiye almaya başlardı. Yanı 1 dolar 5 lira veya altında işlem görürdü.
ABD ve Avrupa Ülkelerinin yatırımcısı, yatırım yapmak için kuyrukta beklerdi.
Emekli Mehmet Amca, ayda bir aldığı Ayçiçek Yağı’na her ay fazladan bir onluk ödemek zorunda kalmazdı.
Ekmek yılın ikinci zammını yemezdi.
2 Milyonun üzerinde ailenin elektrik parasını sizin bakanınız bütçeden ödemek zorunda kalmazdı.
En küçük ulusal bir sıkıntıda bize ıban gönderip para istemezdiniz.
Her işletmenin kapısında, gazete sayfalarında bol miktarda, “Eleman alınacak” ilanı görürdük.
Ama yok, hiç biri olmuyor bu güzel ülkemde.
Çünkü biliyoruz, kaptanın doğruyu söylemediğini.
Çünkü biliyoruz, geminin su aldığını.
Çünkü biliyoruz, filikaların herkese yetmeyeceğini.
Çünkü biliyoruz, geminin ağır ağır yan yattığını..