gaziantep escort
Bugun...


Ahmet Zorlu

facebook-paylas
NASIL YERLİLİK? NASIL MİLLİLİK?
Tarih: 02-02-2024 11:40:00 Güncelleme: 02-02-2024 11:40:00


İzliyorsunuz değil mi?
İktidar ve yancıları her konuda konuşmaya başlamadan önce ‘Yerli ve Milli’ kelimelerini özenle yerleştiriyorlar, konuşma metinlerinin en dikkat çekici noktasına.
Peki yerli ve milli diye diye nasıl yabancılaştırıldık, nasıl gayrı-millilik kavramlarına hizmet edildi, hiç düşündünüz mü?
Demediler mi, “Her türlü milliyetçiliği ayaklarımızın altına almış bir iktidarız” diye?
Milli Kurumlarımızın tabelalarındaki ‘Türkiye Cumhuriyeti’nin kısaltılmışı T.C.’yi kaldırmadılar mı?
Tüm okullarımızın bahçelerinden sabahları yükselen, “Türküm, doğruyum çalışkanım” diye başlayan öğrenci andını kaldırmadılar mı?
Her Cuma akşamı, askeri ya da Belediye Bandosunun seslendirdiği İstiklal Marşımız ile gönlere çekilen, her Pazar akşamı aynı seramoni ile indirilen Şanlı Bayrağımız için düzenlenen bu merasim, kent meydanlarından kaldırılmadı mı?
Fikri hür, İrfanı hür, Vicdanı hür nesiller yetiştirme hedefi ile çalışan eğitim kurumlarımıza, sahte adamları ‘Değerler eğitimi’ dersi koyarak yerleştirip, genç dimağların beyinlerine hurafe zerk etmediler mi?
Gerici yobaz eğitimi, açılmasına göz yumdukları sözde okullarda desteklemediler mi?
Sabi-sübyanları sözde tarikat ve cemaat adı altında faaliyet gösteren sapıklara meze etmediler mi?
Türk Silahlı Kuvvetleri’nin ve Türkiye Cumhuriyeti’nin Mahremi ‘Kozmik Oda’ bilgilerini bile Fetullah Hainine hizmet eden, sözde savcılara açmadılar mı?
Gururumuz, övünç kaynağımız Türk Silahlı Kuvvetlerine Subay yetiştiren okulları, sağlık hizmeti sunan hastanelerini, Askeri Yargıyı bile kapatmadılar mı?
“Parası olan var, olmayan var, ben bu vebalin altına giremem” dendikten sonra 3 kez üst üste Bedelli Askerlik uygulaması yapmadılar mı, sonra da bedelliyi kurumsal hale dönüştürmediler mi?
Çağdaş Dünya bilimin sınırlarını zorlarken, hastanelerimize Sülük ve Hacamat üniteleri açıp, doktorları açlık sınırı altında istihdam etmeye kalkışarak, genç tıp adamlarının hastanelerimizden ve ülkemizden kaçmasına zemin hazırlamadılar mı?
Market raflarını süsleyen bakliyat ürünlerinin paketlerine Bayrağımızı bastırıp ‘Önce Vatan’ yazılırken bu paketlerin içine ‘Kanada nohutu’, ‘Yunan Pirinci’, ‘Mısır soğanı’, ‘Suriye Patatesi’ koyup bize yedirmediler mi?
Türkiye Cumhuriyeti tarafından ihale edilen edilen yapı, kurum ve tesislerin inşaatını üstlenen firmaların sözleşmeye koydukları, ‘İhtilaf halinde İngiltere Mahkemeleri yetkilidir’ cümlesinin altına imza atmadılar mı?
Çocukluğumdan hatırladığım ‘Yerli Malı Haftası’ etkinliklerini kaldırarak, yabancının ürettiğini çocuklarımızı gözünde yüceltmediler mi?
İneklerimize bile Yabancının tarlasındaki samanı yedirmediler mi?
Yerli üretimi bitirip, bakanlarımız Fransız Tarımına sağladığı katkı için madalya almadı mı?
Sınırlarımızı yol geçen hanına çevirip, ‘Ev al, yanına vatandaşlık bedava’ kampanyaları ile Dünyanın uyuşturucu Baronlarını, niteliksiz insanlarını, uluslar arası terör uşaklarını, ABD’nin Ali Menfaatleri için yurttaşı olduğu Afganistan’ı acınası hale getiren insanları kafile kafile ülkeye doldurmadılar mı?
“Bu can bu tende oldukça, O Papazı kimse alamaz” dedikten sonra bir gecede O papaz serbest bırakılıp ABD’ye gönderilmedi mi?
Casusluktan yargılanan Alman Vatandaşı Deniz Yücel, Merkel’in telefonu ile serbest kalmadı mı?
Dünya Lideri Cumhurbaşkanımıza, ‘Ahmak olma’ diyen Trump’un mektubu bile hazmettirilmedi mi bize?
Milli Kahraman yaptıkları Reza Zarab, ABD’ye gittikten sonra, kime ne kadar rüşvet verdiğini isim isim, kalem kalem anlatmadı mı ABD Yargısına.
Hakkında onca şaibe bulunan insanları, büyükelçi yapmadık mı?
Yani Sevgili dostlar.
Yediğimiz yerli ve millikten çıktı.
Bindiğimiz araba, kullandığımız telefon, tedavi için aldığımız ilaç, limanlarımız, bankalarımız, fabrikalarımız, tarlalarımız, kupon arazilerimiz, ormanlık alanlarımız, Hacı Şakir Sabunları bile artık yabancının elinde, yabancının emrinde.
Bin-bir cefa ile kirasını ödediğimiz, oturduğumuz evler bile artık yabancıya tapulu.
İnsanımız bile artık bozuldu.
Çıkın İstanbul, Mersin, Bodrum, Hatay sokaklarına.
Türkçe konuşana rastlarsanız boynuna sarılın.
Zira, ya Arapca, ya İngilizce konuşuluyor artık kentlerimizde.
Teröristi bile dışarıdan ihraç etmiyor muyuz?
Hatırlayın İstiklal Caddesi Bombacısını, Mossad Ajanı Arapları, birbirini öldüren Suriyeli, Afganları.
En acı olanı nedir biliyor musunuz?
Bu iktidarın, ülkeyi bu hale getirmesine zemin hazırlayan yancısı partinin lider kadrosunun, hala “Türk Milliyetçiliği” naraları atması ve buna inananların çıkması.




FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ
Henüz anket oluşturulmamış.
nöbetçi eczaneler
HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI