Nedir Vefa?
Vefa, sevilene karşı özveridir.
Vefa, fedakarlıktır.
Vefa, bağlılıktır.
Vefa, karşılık beklemeden bir inanca, bir düşünceye, bir topluluğa ve belki de bir sevilene hizmettir.
Vefa aramak, sormak, ‘yanındayım’ diyebilmektir.
Bazen de hayal kırıklığıdır vefa.
Zira bazen sergilediğiniz vefa, istismar edilir ve istismarın hayal kırıklığı da çok derin olur.
Ne yazık ki, toplum olarak bu ulvi duyguyu gittikçe kaybediyoruz.
Teknolojinin gelişmesi ile moral değerlerde hızlanan aşınmadan, vefa da fazlası ile payını almaya başladı.
İnsanların vefalı dostlarının olması ne kadar mutluluk vericiyse, sevdiği kişilerin vefasızlığı ile karşı karşıya kalması da bir o kadar üzücüdür.
Vefasızlık, insanların güvenirliğini de tartışılır hale getiren bir olgudur.
Duygusuzluk giderek artıyorsa ve sıradanlık kazanıyorsa, toplumsal düzeyde çok ciddi sorunlarımız var demektir.
Vefa kaybı öylesine büyük kişisel zayıflık göstergesidir ki, zamanla unutulamaz ve unutturulamaz.
Özellikle de ülkesine mal olmuş ve toplumun sevgi ve saygısını kazanmış insanlardan gelen vefasızlık, onu seven geniş kesimlerin de vicdanını yaralar.
Vefa duygusunun her iki yönü ile de en çok yaşandığı alan siyaset dünyasıdır.
Bu konuda olumlu ve olumsuz yaşanmış çok sayıda örnek sıralamak mümkündür.
Bu ülkenin belki de en büyük vefasızlığına muhatap olan insanı, ülkesini düşman işgalinden kurtararak Laik ve Çağdaş Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Mustafa Kemal Atatürk’tür.
Zira ömrü savaş meydanlarında geçmiş, önünde padişah, halife, sultan olma imkanı varken o Türk Milletine o günün en çağdaş yönetim modeli Demokrasiyi uygun görmüş, Türk Kadınını erkeği ile eşit hale getirmiştir.
Ama bu gün, kıçı kırık bir yobaz, bir cahil onu simgeleyen anıta saldırarak Atatürk’ü sevenleri puta tapmakla itham ediyor, sonra da gidip kime ait olduğu bilinmeyen bir mezar taşına adak adayıp, çaput bağlayarak, Yüce Yaradanın huzurunda kendisine torpil olmasını talep ediyor.
Kısacası, vefalı davranışlar çok fazla konuşulmaz ama vefasızlık çok daha fazla yer alır toplumların gündeminde.
Çünkü vefasızlık, üzer ve yaralar.
Yakın arkadaşın vefasızlığı dostlukları bitirir.
Öğrencisinin onu yetiştiren öğretmenine karşı vefasızlığı, ancak nankörlükle açıklanabilir.
Tüm insanların yararlandığı, gölgesinde dinlendiği, ürünleriyle beslendiği, satarak para kazandığı doğaya ve onun insanlara sunduğu güzelliklere ihanet edenlerin vefasızlığı, çocuklarımızın geleceğine indirilmiş en büyük darbedir.
Bir kentte yaşayanların kentin sorunlarına sahip çıkmaması, yapılan yanlışları görmezden gelmesi, kentini temsil eden spor takımına destek vermemesi, Sanatçısını, yazarını yalnız bırakması, hatta onu doğduğu kentteki etkinliğe sokulmamasına sessiz kalması, kentine olan saygısızlığı ve vefasızlığıdır.
Vefasızlığın en acı vereni ise, anne ve babaya karşı olanıdır. Dokuz ay karnında taşıyıp aylarca sütü ile beslediği evladından beklediği saygıyı, ilgiyi göremeyen annenin uğrayacağı yıkım, vefasızlığın belki de en kötüsüdür.
Topluma ve kendisine yararlı bir evlat yetiştirmek için gece gündüz demeden çalışan bir babanın fedakarlığı, ancak evladından göreceği yakın ilgi ve saygıyla ödenebilir.
Anne ve babanın yaşlılıklarında evlatları tarafından yalnızlığa terkedilmesinden daha büyük vefasızlık olabilir mi?
Vefa arayıp sormak, aranıp sorulmaktır.
Vefa, dar zamanda darlığı paylaşabilmektir.
Vefa sadakattir.
Vefa insanlıktır.
Vefa kader birliğidir.
Vefa sırdaşlıktır.
Vefalı bir hayat ve vefalı dostlarınızın çok olması dileğiyle..