gaziantep escort
Bugun...


Ahmet Zorlu

facebook-paylas
YİNE TUTTU..
Tarih: 08-02-2021 12:22:00 Güncelleme: 08-02-2021 12:22:00


Evet yine tuttu farkında mısınız, ‘Gündem saptırma oyunu..’
Boğaziçi gündeme gelmeden neyi konuşuyorduk?
Yeni Anayasa meselesi ortaya atılmadan gündemimizde ne vardı?
İskilipli Hain için Vali ellerini hava açıp dua etmeden önce neydi, insanların temel meselesi?
Farkında mısınız?
Bu iktidar hassasiyetlerimizle oynayarak, toplumsal değerlerimizin sinir uçlarında dans ederek Milletin asıl meselelerini ne güzel de ikinci plana atmayı başarıyor..
Alaaddin Çakıcı, ikinci mektubunu Boğaziçi Üniversitesi Rektörü Melih Bulu için kaleme almış.
Korkmayın, bu sefer tehdit etmiyor, yüksek desteklerinin Bulu’nun yanında olduğunu dile getiriyor mektubunda.
Gündemimiz bundan ibaret.
Oysa temel sorun açlık, işsizlik, geçim sıkıntısı.
Bir aile düşünün.
Baba işsiz, üniversite okuttuğu 2 oğlu işsiz ve şu pandemi döneminde eve tek kuruş para girmiyor, üstüne üstlük, çocuklardan birine, okurken kullandığı Yüksek Öğrenim Kredisi yüzünden icra kağıdı gelmiş.
Orta halli bir esnaf düşünün.
Yanında 3 kişi çalıştırıyordu, hepsine yol verdi.
Günlük cirosu ortalama 6 bin liradan 200 liraya düştü.
Dükkanı için aylık 2500 lira kira vermesi gerekiyor.
Elektrik, su, doğalgaz faturaları, vergi ve SSK borcu, kullandığı kredinin taksidi de cabası.
Beyler, ağalar yaşadığımız, iktidarın orta direği de yok edip çadırı yerle bir etme projesidir.
Altta kalanın canı çoktan çıktı.
Ama toplumları ayakta tutan, düzenli gelir sahibi orta direktir ve bu kesim yok ediliyor.
Bizi yönetenler midelerden yükselen açlık gurultusunu, Boğaziçi gürültüsü ile, yeni anayasa gürültüsü ile bastırmayı başarıyor.
İktidar yalakası gazete manşetten, “Aç karnına markete girmeyin”, “Alış-verişe çocuklarınızı götürmeyin” gibi alaycı başlıklarla çıkıyor.
İktidar borazanı TRT, çöpten çıkanlarla nasıl karın doyurulabileceğinin belgeseli ile bizi geleceğe! hazırlıyor..
Bu günün gazetelerinin birinde bir haber;
“4 Kişilik bir ailenin açlık sınırı 2 bin 639 lira”
Çift diplomalı gençlerin inşaat işçiliği, garsonluk, diplomasını bakkaldan alanların ise kamu bankası yönettiği, liyakat ilkesinin yerlerde süründüğü bir süreç.
Gençlik geleceğini, doğduğu, eğitim gördüğü ülkede görmüyor artık.
Oysa, iktidarın toptan ‘Terörist’ olarak yaftaladığı Boğaziçili gençler, bilimsel etkinliklerde Dünya Birincilikleri elde ediyor.
Daha acınası durum ise, gençliğin neredeyse yüzde 80’i ülkeden umudunu kesmiş, geleceğini başka dünyalarda kurmanın hesaplarını yapıyor.
Ülkelerin zor zamanlarında seslerini yükseltmesi beklenen Sivil Toplum Kuruluşları, sinmiş, pusmuş bir halde temsil ettikleri toplum kesimlerinin yok oluşunu, yok edilişini izliyorlar.
TÜSİAD, TOBB, Ziraat Odaları, Barolar Birliği, Mühendis ve Mimarlar oluşumu, Türk Tabipler Birliği, dernekler, vakıflar büyük bir sessizlik içerisinde felaketin adım adım gelmesini çaresizlik içerisinde seyrediyor.
Zira, biliyorlar ki ‘ama’ deseler, ‘fakat’ deseler, hedefe konulacak yok edilecekler.
Devletin Valileri, AKP Tarafından başlatılan ‘AKP Genel Başkanına Destek’ kampanyalarına katılarak iktidara bağlılıklarını ilan ediyor.
AKP Genel Başkan Yardımcısı, iktidarın tarıma yönelik uygulamalarını eleştiren çiftçinin cebinde 24 taksitle alınmış cep telefonu olduğunu TV ekranlarından söyleyebiliyor. Hem de, “Telefonun içinde ınterneti de var” diyerek.
Daha önceki yazılarımda dile getirdim.
Artık iktidar edenler, çırakları, yamakları ile bu ülkeyi ‘Kendi malları’ saymaya başladı.
Onların dışında kimse konuşmayacak.
Onların dediklerine biat ve itaat edilecek.
Aksi takdirde, hainlikle, teröristlikle yaftalanacaksınız.
Kısacası güzel ülkem, nezih milletim tam bir sabır testinden geçiyor.
Ama bilinmesi gereken, tencerenin kapağı ha attı ha atacak.
Zira tencere boş ve kaynamaktan içinde su da kalmadı..
Sonuç ve geldiğimiz nokta;
Biri, geçinemiyorum diyen çiftçiye, akıllı telefonun hesabını sorar.
Biri, kuru ekmek buluyorlarmış, demek ki aç değiller, diye alay ediyor.
Birileri, çöpten artıkla yemek yapmayı öğretir.
Biri,yoksulluk yok diyor.
Biri, kapanan esnaf yok diye kafa buluyor.
Tabloya bakınca da, Nazım geliveriyor akla.
Ne diyor du?
Nasıl öfkelenmem ki,
Düşündükçe memleketimi..
Çırpınıyor ayakları altında,
Bir avuç hergelenin..




FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ
Henüz anket oluşturulmamış.
nöbetçi eczaneler
HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI