10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü ya, kutlamak adettendir.

Bütün iyi niyetiyle kutlayan, mesaj gönderen tüm dostlara ve okurlarımıza en içten teşekkürlerimi sunuyorum. Sağ olsunlar, var olsunlar…

10 Ocak 1961 de çalıştıranlar ve çalışanlar arasındaki ilişkilerin düzenlenmesi hakkındaki kanun hükümlerinde iyileştirilmeler getirildi.  1960 anayasasında 212 sayılı yasa vardı! O zamandan günümüze kutluyoruz.  Çalışan Gazeteciler görevlerinin başında yine çalışıyor, buna çalışmak denirse! 

Çalıştıranlar yine masalarda, protokolde olacak çalışan gazeteciler onları fotograflayıp haber yapacak! Bir gün de Gazete TV sahipleri çekim yapsa da çalışanlar otursa önlerine gelenlerden yeseler.

Olmaz! Çalışan Gazeteciler Günü bugün...

Sen çalışacaksın adı üzerinde, Çalışan Gazeteciler Günü!

Masa başında oturanlar yerlerinden bi zahmet kalkıp, davet edildikleri mekanda oturup yiyip içecekler fotograf verecekler!

O kadar iyi durumda ki basın çalışanları Kayseri Gazeteciler Cemiyeti, Kayseri Büyükşehir Gazeteciler Derneği ve İnternet Gazeteciler Platformumuz var. İçimize kimseyi almak istemeyiz. Az olsun, öz olsun bizden olsun. Ne ala Gazetecilik!

İşin aslına girince, hem gazeteciler, hem de sektör açısından durumun hiçte iç açıcı olmadığını söyleyebilirim. İşin gerçeği kutlama yerine ülke olarak takkeyi önümüze koyup, ne yapmalıyız, nasıl bir çözüm üretmeliyiz diye düşünmemiz gereken bir noktadayız.

Bugün üniversite mezunları arasında mesleğinde işsiz kalma oranında en yüksek olan kesim maalesef gazetecilerdir. Ülke genelinde yüzde 9 olan işsizlik oranı, gazetecilerde minimum yüzde 20 dolayındadır. O nedenle eşimize dostumuza ve fikir soranlara bizim verdiğimiz tek yanıt; “aman çocuğunuz gazetecilik okumasın” şeklindedir…

Yine Uluslararası Gazetecileri Koruma Komitesi’nin (CPJ) son rapora göre, ülkemizde geçen yıl hapse giren gazeteci sayısı 40. Türkiye’nin bu konuda yer aldığı bölümdeki ülkeler; İran, Çin, Eritre, Vietnam, Suriye, Azerbaycan, Etiyopya, Mısır, Özbekistan. Bu da ekonomide 17.ci sırada olan ülkemizin, basın hakları ve demokrasi alanında kaçıncı sırada olduğumuzun bir kanıtıdır.

Yine gazetecilik en stresli meslekler olan, askerlik, itfaiyecilik, polislik, pilotluk gibi mesleklerin arasında yedinci, foto muhabirliği ise listede altıncı sırada.

Tarım ve merdivenaltı işletmeler dışında sendikasızlığın ve güvencesizliğin en egemen olduğu yer, yine basın sektörü. Malumunuz konumu ve popülaritesi ne olursa olsun, kapının önüne koyulabilen gazetecileri her gün açık olarak yaşamaktayız.

Son yıllarda teknolojinin gelişimiyle de hız kazanış olan ve konvansiyonel medyayı çok daha aşmış okuyucu kitlesine sahip, içinde çok sayıda basın mensubunu barındıran İnternet medyası çalışanları hala yasal olarak gazeteci sayılmamakta, hiçbir hakkını kullanamamaktadır.

Yine son on yılda gazeteciler üzerinde baskı çok yoğun düzeye çıkmış, İşsiz gazeteci sayısı artmış, temel hak ve görev sayılan eleştiri hakkı neredeyse suç sayılmaya başlamıştır. Gazetecilerin emeği ve bilgi birikimleri o sektör için neredeyse yok sayılmaya başlamış, her şey sermaye ve sermayenin hükümet dahil çeşitli odaklarla girmiş olduğu ilişkiler, sektörün esas dinamiği sayılmaya başlamıştır.

Sansürde ise, Abdülhamit ve cuntalar dönemini geride bırakan uygulamaları yaşamaya başlamış, buna bağlı olarak, iş ve yaşam korkusundan dolayı oto sansür gazetecilerin refleksi halini almıştır.

Basın yayın alanındaki ahlaki ilkeler terk edilmiş, ilkesizlik ve her türlü manipülasyon ana yayın politikası haline getirilmiştir.

Medya patronlarının ucuz insan malzemesiyle çalışma talebi, niteliksiz yayınların artmasını sağlamış, sektörün bilgi birikimi ve hafızası silinmeye başlamıştır.

Reklam veren sermaye ve çoğu kamu alanından gelen reklamlar, gazete ve tv’lerin yayın politikalarını teslim almış, halkın haber alma hakkı rafa kalkmış, tamamen onların inisiyatifine terk edilmiştir.

Yine özel kanuna tabi -polis, asker, itfaiye, maden, ağır sanayi vb.- sektörlerde çalışanların tümü, o sektörün yasasıyla çalışırken, bir tek medya sektöründe çalışanların yüzde 80’i basın kanunun dışındaki yasalarla çalışmaktadır.

Sahada çalışan gazeteciler, gizli örgütlerin hedefi haline gelmiş, toplumsal olaylarda haber yapmak isteyen gazeteciler birilerinin emriyle polisin şiddet uygulamalarına maruz kalmaya başlamıştır.

Gerçi Kayseri'miz de Polis Gazeteci arasında olumsuz gelişmeler yaşanmamıştır. Emrivaki olarak kibarca uyarılmıştır. Teşekkür ederiz Kayseri basını adına...

Uzun yazı okunmaz, kısa keselim vesselam!

Günümüz Kutlu Olsun mu ki?

Masa başı müdürlerin ve patronların günü kutlu ola...