gaziantep escort
Bugun...


Zeki Ok

facebook-paylas
TÜRKÇENİN GÜCÜ
Tarih: 24-03-2021 12:40:00 Güncelleme: 24-03-2021 12:53:00


Bu benim anadilim bir denizdir; derinliğiyle, gözün erişemeyeceği genişliğiyle, sınırsız gücü,
güzellikleriyle… Dibinde gün görmemiş inciler yatar; üstünde bin bir rengin çalkantısı var. Ama
maalesef Türkçemiz ne denizi kuşa çevirdiler. Arapçası bir yandan, İngiliz’i, Fransız’ı diğer yandan,
Almancası karıştı gitti. Dilimizi, kültürümüzü unutur olduk. İşyeri levhalarından tutunda
yazışmalarımıza kadar yabancı olduk. Sanki bizim yaşadığımız yer Türkiye değil de bize göre yabancı
bir ülke.
Dil demek, o ulusun kültürü demek, dil demek namus demektir. Dilimiz değiştikçe kültürümüz
benliğimiz yok olmaya maruz kalıyoruz. Dilimizin, kültürümüzün yok olmaması için dilimize çok önem
vermeliyiz. Levhalarımız konuşma ve yazışma dilimiz Türkçe olmalı. Dilimiz ve kültürümüz bu
topraklarda Türkçe konuşulmalı ve yaşatılmalıdır. ‘Bu topraklarda Türkçeden başka dil
konuşulmayacak’ diyen Karamanoğulları dil gidince Türk’te kültür mültür kalmaz yok olur demektedir.
Emperyalistler bir ülkeyi yok etmek için ilkönce diline ve kültürüne saldırırlar.
Bu benim denizim Türk insanının içliliğinin, duyma, düşünme gücünün, dünyayı görüşünün en iyi
yansıtıcısıdır; onun çektiklerini, duyduklarını, özlediklerini dile getirir. Türkçeye eğiliniz, tek tek,
sözlerine bakınız; onlarda Türkün bilgeliğini görecek, yüzyıllar boyunca doğayla iç içe geçen yaşamını
öğrenecek, sevgisini, yaradılışının yüksek değerlerini sezinleyecek, bu sözlerin birçoğunda şiir tadı
bulacaksınız. Bunların yanı sıra insana, doğaya, yaşama ilişkin binlerce gözlem çıkacak karşınıza…
Deyimlerimize eğiliniz. Onları başka dillerin deyimleriyle karşılaştırınız. Bambaşka bir anlatımla
taptaze, canlı benzetmelerle, değişik imgelerle karşılaşacak, anlatımı, açıklanması güç duyguların,
belirtilmesi zor durumların bir çırpıda kuruluveren bir sahne üzerinde ortaya konduğunu
göreceksiniz… Yazı dilimizde ve Anadolu ağızlarındaki kimi sözlerin, deyimlerin, hatta bitki adlarının,
yıllar yılı okunup bellenmiş nice şiirlerden daha güçlü olduğu, Türk insanının anlatım gücünü, buluş ve
nüktesini nasıl kısa yoldan ve içtenlikle ortaya döküverdiğini göreceksiniz…
Türkün şiirine, manisine, türküsüne gidersiniz duygunun en incesini, söyleyişin en yücesini, en içten
anlatımla size tattırdığını görürsünüz. Hem de yavaştan, belli etmeden, kolayca… Türkülerimize kulak
veriniz. Şurada burada kulağımıza çalınan basit ama özgün ezgileri güçlendiren, içtenlik dolu dizilere…
Kışı soğuk, yazı sıcak geçen, yazın dereleri çekilip yeşilleri sararan kuru Orta Anadolu’nun kavruk
insanı, duygusunun nasıl güçlü bir anlatımla dile getiriyor…

güvercin uçuverdi/ Kanadın açıverdi/
Eloğlu değil mi/ Sevdim de kaçıverdi/

Güvercinim uyur mu?/ Çağırsam uyanır mı?/

Sen orada ben burada/ Buna can dayanır mı?.

Önce güvercinden, onun kanadından söz eden halk ozanı halk
şiirimizin bir çok örneklerinde olduğu gibi birdenbire hiç beklenmedik bir anda yüreğinin yangınını
ortaya koyuveriyor. Uçuveren güvercinle kaçıveren sevgili birbiriyle ilişkiye sokuluyor. İşte bizim
zengin dilimiz.
VIII. Yüzyıldan bu yana, değişik dönemlerde, Asya ve Avrupa’nın birçok yörelerinde yayılıp lehçe ve
ağızlarıyla tükenmez bir hazine oluşturan Türkçenin gücü, geniş kapsamlı araştırmalarla, derlemeler
ve bu derlemelerden elde edilecek gereçlerin başka dillerin söz varlıklarıyla karşılaştırılmasıyla
yeterince sergilenebilir. Türkiye Türkçesinin bugününün temel olarak Türkiye’de dil olarak Türkçe ve
Türk kültürü esastır. Dilimize ve kültürümüze sahip çıkalım. Dilini ve kültürünü yok sayıp yabancı dil ve
kültüre sapanlar emperyalistlerin kucağına düşer ve benliğini kişiliğini kaybeder.
Dilimize ve kültürümüze sahip çıkalım.
Zeki ok
saygılar sunarım.
ok_zeki@windowslive.com





FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ
Henüz anket oluşturulmamış.
nöbetçi eczaneler
HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI