Tweet |
Yeşilçam'ın mavi gözlü yıldızı Fatma Girik hayatını kaybetti
Figüran olarak girdiği setlerde Türkiye’nin unutulmaz oyuncularından birine dönüşen Fatma Girik 79 yıllık ömrüne 200’e yakın film ve dizi, iki 45’lik, bir televizyon programı, belediye başkanlığı ve bolca sevgi sığdırdı.
Küçük yaşta figüran olarak girdiği setlerde kısa sürede Türkiye’nin efsane oyuncularından birine dönüşen Fatma Girik hayatını kaybetti. Sayısız sinema filminin yanında toplumsal meselelere ve siyasete de ilgisiz kalmayan Girik, Söz Fato’da adlı bir televizyon programı ve bir dönem Şişli Belediye Başkanlığı da yaptı. Girik, son yıllarını annesi, 17 kedisi ve beş köpeğiyle birlikte Bodrum’da geçirdi. Tedavi nedeniyle Bodrum'dan İstanbul'a dönen Girik burada hayatını kaybetti.
12 Aralık 1942'de İstanbul’da dünyaya gelen Fatma Girik, işçi bir ailenin kızıydı. Sultanahmet’te iki katlı paylaşımlı bir ahşap evin bir odasında yaşıyorlardı. Annesi ve babası sürekli çalıştığından henüz altı yaşındayken kardeşinin ve evin bakımını üstlenmek zorunda kalmıştı. O yılları anlatırken “Komşulardan yardım isteyerek yaktığım gaz ocağında kuru fasulye yapardım, ama sevdiğimden değil, bildiğim tek yemek olduğundan” demişti.
Yeni Sabah Gazetesi’nde işçi olarak çalışan komşuları, ek gelir elde etmek için filmlerde figüranlık yapıyordu. Bir gün sete giderken Fatma Girik ve annesi Münevver Girik’i de yanında götürdü, böylelikle Fatma Girik sinema ile tanışmış oldu.
Figüranlık yaptığı birkaç filmin ardından ilk başrolünü yönetmenliğini Seyfi Havaeri’nin yaptığı Leke (1957) adlı köy filminde oynadı. Bundan yalnızca üç sene sonra, dönemin en önemli yönetmenlerinden Memduh Ün’ün 1960 yapımı Ölüm Peşimizde filmindeki performansıyla adını duyurdu.
Memduh Ün ile bu tanışıklığı daha sonra 60 yıllık bir aşka evrilecekti. Girik, Ün ile olan ilişkisini, “Onu anlatırken gözlerim doluyor, tüylerim diken diken oluyor. Daha da büyüyor aşk biçim değiştirdikçe, yok olma ihtimali hiç kalmıyor. O sen, sen o oluyorsun” sözleriyle anlatmıştı.
Sanatçı, sinema kariyerindeki ilk ödülünü 1965 yılında, Haldun Taner’in aynı adlı tiyatro oyunundan sinemaya uyarlanan, yönetmenliğini Atıf Yılmaz’ın yaptığı Keşanlı Ali Destanı filminde oynadığı rol ile Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde aldı. Ardından 1969 yılında Ezo Gelin (1968), 1970 yılında Büyük Yemin (1969) ve Boş Beşik (1969), 1971 yılında Acı (1970) filmlerindeki rolleriyle Adana Altın Koza Film Festivali’nde En İyi Kadın Oyuncu ödüllerine değer görüldü.
200’e yakın filmde rol alan Girik, sinemanın kendisi için önemini “Sinema benim çocuğum oldu, hayatım oldu. En güzel duyguları, heyecanları, sevinçleri, endişeleri ben sinema ile yaşadım” sözleriyle ifade etmişti.