Tweet |
Yeniden Refah Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Doğan Aydal, ülkemizin
deprem kuşağında olduğunu hatırlatarak, volkanik araziler ve deprem
kuşaklarıyla jeolojik bağlantısı olan sıcak su kaynaklarımızın bulunduğu
bölgelerde acilen Deprem Erken Uyarı Merkezlerinin kurulmasıyla can
kayıplarının en az seviyeye indirilmesinin mümkün olabileceğini söyledi.
Yeniden Refah Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Yüksek Jeoloji Mühendisi
Prof. Dr. Doğan Aydal, yaptığı yazılı açıklamada depremin vereceği zararın en
aza indirilmesinin ancak alınacak önlemler ile mümkün olduğunu, kurulacak
erken uyarı sistemi ile binlerce canın kurtarılabileceği uyarısında bulundu.
Ülkemizdeki yapıların yüzde 55'i ruhsatsız ve kaçak
Aydal şunları kaydetti:
"Deprem ile ilgili önlemlerin neler olduğunu belirtmeden önce ülkemizdeki bazı
gerçekleri bilmemizde yarar var. İnşaat Mühendisleri Odası’nın “Türkiye’de
Konut Sorunu ve Konut İhtiyacı Raporu”nda, TÜİK verilerine göre Türkiye’de 15
milyon civarında yapı stoku bulunduğu ve bu stokun % 55’inin ruhsatsız ve
kaçak, % 60’ının 20 yaş üzeri konutlardan oluştuğu ve % 40’ının depreme karşı
güçlendirilmesi gerektiği belirtilmektedir. Diğer yandan gerek yasal
düzenlemelerin eksikliği, gerekse denetimlerdeki boşluklar, sağlıksız yerleşim
alanlarının önünü açmakta ve bu noktada “yapı denetimi” konusu birinci
dereceden önem taşımaktadır.
1. Derece deprem kuşağındaki bazı iller yapı denetimi dışında tutulmuş
Türkiye Deprem Haritasına göre 50 ilin, “Birinci Dereceden Deprem Bölgesi”
içinde yer aldığının altını çizen Aydal, Fakat yasa, milli gelirden % 67 gibi en
yüksek pay alan 19 ili kapsamış, yapı denetimi için ticarileştirme /özelleştirmeye
en uygun iller seçilmiştir. Yüzde 35 “Birinci Dereceden Deprem Bölgesi” içinde
yer alan diğer 62 ilimiz ise yapı denetimi ve depremler açısından üvey evlat/İl
konumundaydı. Bu illerimiz ancak 10 yıl sonra, 2011’de Yapı Denetim sistemi
içine alınmıştır. Hükümetler, geçici önemsiz gelirler için “ İmar Affı” gibi
kararlar almamalı, halkı kalitesiz kaçak yapı yapmaya teşvik etmemelidir.;
uyarısında bulundu.
Olası İstanbul depreminde 50 bin can kaybı bekleniyor
Büyük bir depremin beklendiği İstanbul'daki yapıların yüzde 70'nin kaçak ve
ruhsatsız olduğunu belirten Aydal, Muhtemel bir İstanbul depremi için
uzmanlar, 10 bin civarında binanın tamamen çökeceğini, 50-60 bin binanın
(esasında yüz binlerce konutun) ağır hasar göreceğini, 40-50 bin kişinin
öleceğini; kent altyapısının tahrip olacağını ve ekonomik kaybın 50 milyar dolar
civarında olacağını belirtmektedirler. Ancak, bu risk ve muhtemel kayıpların,
niteliksiz yapılaşmanın hızla sürmesi ile daha da arttığı göz ardı edilmemelidir.
şeklinde konuştu. ,
İhracatın yüzde 70'inin karşılayan iller büyük risk altında
Dış Ticaret Müsteşarlığı verilerine göre Türkiye’nin toplam ihracatının % 70’ten
fazlasını karşılamakta olan İstanbul, Bursa, Sakarya ve Kocaeli illerimizin
Marmara’da deprem olursa en çok etkilenecek sanayi şehirlerimiz olduğunu
vurgulayan Aydal, Beklenen Marmara depreminde yaşanabilecek kayıplar
konusunda oldukça düşündürücü bir fikir vermektedir."dedi.
Deprem Erken Uyarı merkezleri ile binlerce can kurtarılabilir
"Depremde can kaybını azaltmak için yapılması gereken en önemli
çalışmalardan birinin, volkanik araziler ve deprem kuşaklarıyla jeolojik
bağlantısı olan sıcak su kaynaklarımızın bulunduğu bölgelerde, sistematik
olarak, su sıcaklık ölçümlerinin ve argon, metan, karbon monoksit gibi
gazların ölçümlerinin yapılmasıdır. diyen Aydal, Bu bilgileri değerlendirmek
için de acilen “ Deprem Erken Uyarı Merkezleri” kurulmalıdır. Kaya
kütlelerinin hareketi sırasında, sürtünme sebebiyle oluşan ısı, mevcut sıcak su
kaynaklarında da fazladanısı artışına sebep olmaktadır. Bulanıklaşan, kimyası
değişen ve Isı artışı belirlenen kaynaklar ile ilgili bilgiler, eş zamanlı olarak,
kurulacak “ Deprem Erken Uyarı Merkezi”nde toplanmalıdır. Bu kurum,
deprem ihtimali bulunan bölge halkını, devlet yetkililerini, sosyal medya dâhil,
her imkân ile süratle uyarmalıdır." şeklinde konuştu.