Polisin görevi; Halkın can ve mal güvenliğini korumak, asayişi temin etmek, kendisine verilen görev gereği, Devlet Büyüklerinin güvenli ulaşım, toplantı veya mitinglerinde yaşanabilecek taşkınlıkları önlemek, yargıya kolluk hizmeti sunmak.
Askerin görevi; Ülkenin sınırlarını korumak. Olası bir dış müdahaleye karşı caydırıcı rol oynamak.
Polisin ve askerin alt görevlerini de sıralayabiliriz.
Ama bu görevlerin hiç birinde, “Türk Polisi, görev yaptığı kente Cumhurbaşkanı gelirken silahının şarjörünü çıkarıp amirine teslim etmek zorundadır” diye bir hüküm yoktur.
Bu hareket devletin sırtına üniforma giydirdiği polise, onun amirine, o kentin ita amirine hakarettir.
Ne demek Allah Aşkına.
Cumhurbaşkanı Kente geliyor, görevli polislerin silahlarının şarjörlerini toplamak.
Türk Polis Teşkilatı’nın yönetiminden sorumlu Sayın İçişleri Bakanı, Türk polisine bu anlamda bir özür borcunuz vardır.
Üniversiteler, Akademik Yıl programlarını tek tek ilan ediyor.
Birden fazla üniversitesi bulunan kentlerde, öğrenciler ciddi bir barınma sorunu ile karşı karşıya.
Öğrencilerin ilk tercihleri Kredi ve Yurtlar Kurumu’na bağlı yurtlar.
Ama onlar, milletvekillerinden gelen listelere görev öğrenci aldıklarından, arkası olmayan gençler üçer-beşer bir araya gelerek ev kiralama yolunu seçiyor.
Ama kiralar, öğrenci bütçesinin çok çok üzerinde.
Kayseri’den de çok sayıda öğrenci yakınından sıkıntı yansıdı.
Sanırım il yönetimi de konuyu ele alıp çözüm konusunda bir şeyler yapıyordur.
Sayın Vali, 15 Temmuz sonrası Fetöcü yapılanmalara ait bazı yurt ve dershane binalarına el konuldu ve Vakıflar Bölge Müdürlüğüne aktarıldı.
Bu binalar, genel müdürlükten gelen listedeki bazı dernek ve vakıflara, sembolik ücretlerle kiraya verildi.
Hatta ihale yöntemi uygulanmasını isteyen İhale Komisyonu üyeleri de Doğu İllerine sürüldü o dönem.
Şimdi o dernek ve vakıflar, bu binaları yüksek ücretler karşılığında öğrencilere tahsis ediyor, cemaatlerden gelen talepler doğrultusunda da öğrenci kabul ediyor.
Oysa bu binalar, Kredi ve Yurtlar Kurumu Bölge Müdürlüğüne aktarılsa, çok sayıda öğrenci ucuz ve kaliteli barınma imkanına kavuşur.
O binalardan bir tanesi şehir merkezinde.
Sanırım vergi vermek istemedikleri için kapısında ne yazıyor biliyor musunuz?
“Birlik Vakfı, öğrenci misafirhanesi..”
Sayın Dr. Memduh Büyükkılıç, dün akşam haberlerinde izledim.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi, yurt hizmeti için bazı binalar tahsis edip içini düzenlemiş.
Başvurular arasında kurayla kalacak öğrenciler belirleniyor ve aylık 600 lira karşılığı öğrenciler burada barındırılıyor.
Bilmiyorum, ama sizin gündeminizde var mı böyle bir çalışma?
. . .
Adına Havuz Medyası, Merkez medya ne derseniz deyin.
Adamlar sabahtan gecenin geç saatlerine kadar tek bir soruya cevap arıyor, ama bir türlü bulamıyor.
O soru, “Millet İttifakının adayı kim olacak?” sorusu.
Hadi bu camiayı daha fazla merakta bırakmayayım, ben söyleyeyim kim olacak;
1. Bu ucube rejimi, hemen değiştireceğini ilan eden biri olacak.
2. Parlamenter Demokratik Sistemin geçmişte aksayan yönlerini de tamir edecek bir düzenlemeye öncülük edecek biri olacak.
3. Kangrene dönen Dış Politikamızın fabrika ayarlarına döndürülmesini taahhüt edecek biri olacak..
4. Türk Silahlı Kuvvetlerini, eski dinamik yapısına kavuşturacağını, yargısını, hastanelerini, eğitim kurumlarını yeniden açacağına söz verecek biri olacak.
5. Yargıyı yeniden Türk Milleti adına karar verecek hale getirmeye söz veren bir isim olacak.
6. Çağdışı bütün yönelimleri eğitim kurumlarından temizleyerek, okullarımızı yeniden Fikri Hür, İrfanı Hür, Vicdanı Hür nesiller yetiştirecek konuma getirmeye ant içmiş biri olacak.
7. Türk Silahlı Kuvvetlerinden, Yargıdan, Polis Teşkilatından, Devletin tüm kurumlarından tarikatların izlerini silecek, bakanlık uçaklarının kanatlarına GVS yazdırmayacağını taahhüt edecek biri olacak.
8. Türk Basınını ‘Milletin Müşterek Sesi” haline getirmeye ant içmiş biri olacak.
9. Ayakkabı kutularının, para sayma makinelerinin, 700 bin liralık kol saatlerinin, sıfırlanamayan milyon avroların, Reza Zarabların, Zindaştilerin, Mafyadan her ay 10 bin dolar rüşvet alan milletvekillerinin, Asil ve Soylu soyguncuların yaptıklarının hesabını Türk Yargısına vermeyi taahhüt edecek biri olacak.
10. Paraşütle indirildiği kurumlardan, maaş, huzur hakkı diyerek on, on beş, yirmi maaş alanların hak etmeden aldıklarını, gecikme faiziyle geri alacağını ve hazineye aktaracağının güvencesini verecek biri olacak.
11. Üretim diyen, istihdam diyen, ülkenin kaynaklarını 3-5 iktidar baronuna değil, ülke insanına eşit pay edeceğine söz veren biri olacak.
12. Hapsinden önemlisi de, bu mazlum milletin çalınan geleceğe dair umutlarını, umut hırsızlarının elinden alıp bu millete yeniden verecek biri olacak.
Anladınız mı.
Yani sütten yanan ağzımızla, yoğurdu bile üfleyerek yiyeceğiz bu seçimde.
Yalana, talana kanmayacak, kaybettiğimiz, çalınan demokratik değerleri bize yeniden iade edeceğini taahhüt eden biri olacak.