Günlerdir Kayseri gündeminde bir tartışmadır sürüp gidiyor.

CHP Kayseri Milletvekili Çetin Arık, Kayseri’de 21 Cami Binasının yıktırıldığını belirterek belediyeleri sıkıştırmaya çalışıyor.

Büyükşehir Belediye Başkanı da, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’ın soru üzerine verdiği bu bilgiyi yalanlayarak Arık’a cevap yetiştiriyor.

Sığ, kısır, kente, halka hiçbir yararı olmayan bir tartışma süreci izliyoruz.

Aslında, iktidar partisindekiler de böylesi boş meseleler gündeme geldikçe için için muhalefete ‘aferin’ çekiyor.

Zira bu tartışmadan muhalefet hiçbir şey kazanamaz.

Bu günden tezi yok, önümüzdeki Cuma gününe kadar bu iktidar en tarihi ve en merkezi camilerimizi mühürlesin, çok basit de bir gerekçe bulsun, insanlar “Vardır bir bildikleri” diyecek ve yönlendirildikleri camilere yöneleceklerdir.

Ama Sayın Vekil kapatılan ya da yıktırılan camilerden prim umuyor.

İktidar Partisi’nin tabanı yıktırılan camileri değil, yaptırılanları görüyor.

Yani, Sayın Arık sülük bile yaşamayan suya olta atmış balık bulmayı umuyor.

Daha da önemlisi, kentin ve ülkenin en önemli sorunlarının perdelenmesine katkı koyuyor, farkında değil.

Sayın Arık, muhalefet yapmanın incelikleri, püf noktaları vardır.

Toplumun en acıyan yerinden gireceksiniz konuya, yaranın tedavisi için yapacaksınız ilk çağrınızı.

Bu gün için toplumun genelinin en acıyan yeri neresi biliyor musunuz?

Cebi..

Aldığı üç kuruş maaşın nasıl eriyip gittiği.

Ona diyeceksiniz ki, “Sevgili kardeşim aldığın 1500 lira emekli maaşı ile 2009 yılında, yani 200 liralıkların ilk tedavüle çıktığı yıl tam 960 Dolar alıyordun. Çünkü o gıcır gıcır 200’lük banknot tam 128 dolar ediyordu. Şimdi ise 200’lük banknot ile tam 26.5 dolar alıyorsun. Yani şu anda cebine koyduğun 1500 lira ile sadece 198 dolar alabildiğinin farkında mısın? Yani artan Doların değeri değil, kaybolan senin aldığın emekli maaşının alım gücü. “

Bak o zaman Emekli Hasan Emmin nasıl irkilip uyanıyor uykusundan.

Ya da kalkıp gideceksin bir kenar Mahallede kurulan semt pazarına.

Bulacaksın orada Ayşe Bibini.

Mevsiminde bile Pazar tezgahında fiyatı 5 liranın altına düşmeyen domatesi geçen yıl, önceki yıl nasıl bir liraya aldığını kendisine hatırlatacak, el yakan fiyatların nedenini soracaksın sadece.

Hadi onları yapmıyor, yapamıyorsun.

Sayın Cumhurbaşkanının “Dikey yapılaşma” karşıtı söylemlerini bulup çıkaracak sonra da Memduh Büyükkılıç’a, “Siz Sayın Cumhurbaşkanının sözünü yanlış mı anladınız da Kayseri tarihinin en yüksek binalarını, hem de şehrin göbeğine inşa ediyorsunuz?” diye soracaksın.

Eğitimin acınası halini rakamlarla, örneklerle ortaya koyacaksın ya da.

Ülkenin sahibi havasında, kentlerin parklarında nargile sefası süren ve artık bizlere küçümseyen gözlerle bakan, yabancı muamelesi sergileyen Suriyelilere dikkat çekecek, onların devlet desteği ile yaşadıkları rahat hayatı örneklerle, rakamlarla sokacaksın milletin gözüne.

Hadi onu da geçtik, daha dün Sayın Vali’nin, “Maske takma zorunluluğu bulunan açık havada bile sigarasından bir fırt çekmek için maskesini aşağı indirene ceza yazdırırım” sözlerini gündeme getirecek ve “Peki Sayın Vali faaliyetine izin verdiğiniz cafelerde, lokantalarda millet çayı çorbayı maskeyle mi içecek?” diye soracaksınız..

Onu da geçtik, gideceksiniz bir reklamcıya. Şöyle bir metin yazdıracaksınız önce;

“Bu alan kentsel dönüşüm amaçlı olarak Büyükşehir Belediyesi tarafından hazineden üç kuruş verilerek satın alındı. Sonra villa parsellerine dönüştürüldü. Daha sonra topluca birilerine satıldı. Onlar tanesini 100 bin liraya aldıkları parsellerin parasını ödeyemeyince bir kalem oyunu ile parsellerin dışarıdan da alınmasına zemin hazırlandı. İktidar çevresi ve belediyelerde paranın kokusunu uzaktan alan bazı tipler bu parselleri çocukları adına, gelinleri adına, yeğenleri adına, damatları adına 100’er bine satın aldı. 3 gün sonra da 300 bin ila 500 bin lira arasında satışa çıkardı. Oysa bu parseller tek tek satılsaydı belediyenin kasasına 22 milyon lira yerine en az 66 milyon lira girecekti. İktidar Partisi il başkanının bile tepki koyduğu bu ballı kıyak için zamana oynayan ve unutturmaya çalışan belediye başkanı ve sorumluluğu bulunanları önce millet vicdanına havale ediyor, haklarında en kısa zamanda suç duyurusunda bulunacağımı ilan ediyorum”

Bu metni büyük harflerle yazdırıp bu parsellerin bulunduğu alana koydurduktan sonra gidip önünde basın açıklaması yapacaksınız.

Açıklamayı da Sayın Cumhurbaşkanının Kayseri ziyaretinden bir gün öncesine denk getirmelisin ki, Sayın Cumhurbaşkanı Kayseri’ye geldiğinde gazetelerde bu haberi ve senin pankartını görebilsin.

Yani Sayın Vekil, o kadar çok mesele var ki, kangren haline gelmiş, içinden çıkılmazı hale getirilmiş.

Bunlar dururken ‘Cami yıktılar’ diye bağırmak, ‘Müslüman Mahallesinde salyangoz satma’ya çalışmanın ötesine geçmez.

Bu yazı “Kızım sana diyom, gelinim sen de anla” türünden bir yazıdır.

Yani kapsama alanı çok daha geniştir.