gaziantep escort
Bugun...


Ahmet Zorlu

facebook-paylas
BAZI İNSANLAR BABA OLMAYI, BAZILARI DA SİYASETÇİ OLMAYI HAK ETMİYOR.
Tarih: 14-01-2022 10:00:00 Güncelleme: 14-01-2022 10:00:00


Tarikat evinde, uygulanan baskılara dayanamayarak yaşamına son veren Tıp Fakültesi Öğrencisi, ülkede kangrene dönüşmüş bir soruna adeta neşter vurdu.
Hiç bir yasal dayanağı olmayan ‘Tarikat Yurtları’ ya da ‘Vakıf Yurtları’, bir başka adıyla ‘Cemaat Yurtları’ gerçeğine.
Duyarlı bir çok kesim, tepkisini, isyanını dile getirirken, bazılarının yüzündeki maskeyi de indiriverdi.
Bu intihar olayı iki konuyu gündeme taşıdı.
Birincisi, Tarikat, cemaat, tarikat destekli vakıf gerçeği.
Diğeri ise, gençliğin içine düşürüldüğü ümitsizlik, geleceksiz, karamsarlık ve aile baskısı gerçeği.
Birincisinin sorumlusu, iktidar ve iktidarlardır.
Hiçbir özelliği olmadan, birkaç beyinsizi peşine takan sözde şeyh, gavs, tarikat halifesi gibi, kendine bir sıfat takıp yola çıkanlar, siyasetçinin ‘Oy getirir’ aşkıyla önünde düğme iliklemesi ile palazlanıyor, ekonomik güç haline geliyor ve Cumhuriyete, Demokrasiye kafa tutmaya başlıyor. Kendisine, büyümek için yol açan iktidarların olumsuzluklarını ise görmezden geliyor.
İnsan ihtiyacını ise, okullar, dershaneler ve yurtlar açarak artırıyor, içlerinden bazıları adeta holdingleşiyor, günü geldiğinde ise kendilerine bu yolu açan iktidara bile kafa tutup, ortak oluyor.
Fetö gerçeği, bu yapıların bir ülkeyi nereye götüreceğini gösteren en somut süreçtir.
Bu süreçte, bu kökü dışarıda yapıların sırtını sıvazlayan ne kadar siyasetçi, ne kadar yönetici varsa, hep önemli görevlere getiriliyor ve önce Devlet Yapısı içten içe adet çökertiliyor.
Bu gün, kamunun genelinde, askerde, yargıda, sağlık ve eğitimde, aslında içten içe bir ele geçirme mücadelesi yaşanıyor, ama iktidar ve iktidarlar, işlerine gelmediği için buna göz yumuyorlar.
Anadolu'dan çıkan, pırın pırıl başarılı gençler, üniversite eğitimi için yeterli ekonomik imkanları olmadığı için, kendilerine barınma ve beslenme sözü veren bu yapıların ağına düşüyor, düşürülüyor.
Oysa, çağdaş rejimlerde, bir çocuk, bir genç eğitim hayatını Devlet Güvencesi altındaki yapılarda tamamlar.
Zira bilinir ki, çocuklar ve gençler bir ülkenin geleceğidir, bu günün koltuklarında yarın onlar oturacaktır.
Hepsinden önemlisi, Eğitimin bir dinci veya siyasi yapının iki dudağı arasına bırakılmayacak kadar önemli olduğu idrakindedir o ülkenin insanı.
Enes Kara’nın intiharı, millet olarak, ülke olarak, toplum olarak bize bu gerçeği bir kez daha hatırlattı.
Daha da önemlisi nedir biliyor musunuz?
Bazı insanların, anne-baba olma haklarının olmadığı gerçeği.
Evladı, aileden başlayan, tarikat evinde devam eden baskılar yüzünden hayatına son veriyor ve babası, “Sürekli telefonla oynuyordu. İçine kapanık birisiydi. Fazla konuşmazdı. Çevresiyle falan da konuşmazdı. Videosunu izledim. Kaldığı yer güzel insanların kaldığı yer. Talebelerin kaldığı yer. Orada kalmasını tavsiye ettim. Devlet yurdunda başvuru yapmadık. Durumumuz iyi. Manevi olarak ahiretine faydası olsun istedim. Ben 25 yıldır Risale-i Nur okuyorum. Bir zararını görmedim. Ben bu cemaatin 25 yıldır içindeyim. Kaldığı yerde hiçbir sorun yoktu. Sürekli arkadaşlarıyla iletişim halindeydik. Birkaç ay kalır sonra alışır dedim. Cenazeyi aldık şu an dönüyoruz Hatay’a. Biz kimseden şikayetçi değiliz. Olaydan sonra durumunu daha iyi anladık.' diyor, diyebiliyor.
Bir başkası, evladı kaçak öğrenci yurdunda, bir beyinsiz tarafından satırla parça parça ediliyor ve cenaze töreninde tabunun başında aynen şöyle konuşuyor:
"Kelimelerin, sözün bittiği yerdeyiz. Bugün bizim Şeb-i Arusumuz, biz bunu düğün gecesi olarak düşünüyoruz Mevlana'nın diliyle. Dünyanın geçici bir yer olduğunu, emanet sahibinin vakti saati geldiğinde emanetini aldığını, bizim bu konuda bir irademizin, bir etkimizin olamayacağının bilincindeyiz. Evet, önü vahşet gibi biz arkasındaki rahmete talibiz. O şekilde düşünüyoruz. Evladımız, biz annesi babası olarak yaşı, ömrü, hikayesi bizim için kısa oldu. Ama o kısacık zaman diliminde bile her noktada bize gururlar yaşattı"
Çağdaş ülkeler bu tür insanların çocukları ellerinden alınıp Devlet Kurumların yetiştirilir biliyor musunuz?
Dedim ya, bazı insanların anne-baba olmaya hakları yoktur.
Umarım hala kaldı ise Sosyal Devlet, hemen harekete geçer ve Enes Kara’nın kalan diğer kardeşlerini anne ve babasının elinden alarak devlet güvencesinde eğitimlerini tamamlamaları için imkan sunar.
Umarım kaldı ise Sosyal Devlet, satırla başı kesilerek öldürülen Mehmet Sami Tuğrul’un varsa kardeşlerini, o babanın bir daha Şeb-i Arus yaşamasına imkan vermeden Devlet güvencesine alınmasına zemin hazırlar.
Enes Kara’nın intiharı üzerine çıkıp, "Bir velet öldü diye cemaatleri mi kapatacağız" diyen siyasetçi bozuntusu ile “Gencecik Enes'in ardından şunlar bunlar kapatılsın diyorlar. Kapatmak dışında çözüm önerisi yok mu bu memlekette ya?” diyen Ali Babacan Efendiyi de bu milletin vicdanına havale ediyorum.




FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ
Henüz anket oluşturulmamış.
nöbetçi eczaneler
HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI