Memleket büyüğümüz!, yine geçti ekranların karşısına.
Soru soran olmayınca, karşısında ‘ama’ diyen, ‘fakat’ diyen de bulunmayınca coştu ve konuştukça konuştu, açıldıkça açıldı.
Önümüzdeki yüzyılın Türkiye yüzyılı olacağından başladı söze ve bunun bir siyasi talep olmadığını belirterek, “Geride bıraktığımız 20 yılda sessiz bir devrim yaşandı. Gerçekten büyük işler yapıldı. Erdemliler hareketi olarak başladık. Derdimiz ülke ve millet derdiydi. AK Parti kuruldu ve ilk seçimde iş başına geldik. 20 yılda çok büyük işler yaptık. Cumhuriyet tarihimize altın harflerle yazılacak büyük işler yapıldı. Ulaşımda, sağlıkta, eğitimde birçok konuda atılımlar yaptık. Savunma sanayisinde kendi silahlarımızı İHA’ları, SİHA’ları kendi haberleşme araçlarımızı yapıyoruz. Kendi yerli arabamızı yapıyoruz. Bir kaç ay sonra yollara çıkacak. Kendi arabamızı yaptığımız için maalesef üzülen insanlar var. Yalanlarla ve iftiralarla karalama kampanyası yapmaya çalışıyorlar '' dedi.
Sayın Özhseki, geride kalan 20 yıl sizin için sessiz bir devrim olabilir. Bizim için sessiz bir yıkım oldu. En temel demokratik değerlerimizin hoyratça harcandığı bir karşı devrim. Yalanın essah gibi pazarlandığı bir süreç. İha’dan, Siha’dan bahsediyorsunuz, hala yerlisini yapamadık. Üretim bandı bile olmayan fabrikanızda ürettiğiniz beyni, kalbi, tasarımı yabancıya ait otomobile yerli demenizi ise tebessümle karşılıyorum. Evet ortada bir değil çokça yalan, evet ortada bir değil çokça iftira var. Ama kaynak konusunda sizinle aynı fikirde değilim. 20 yılda ortaya attığınız yalanları art arda yazmaya kalksam, almanak çıkar ortaya.
Devam ediyor Memleket büyüğü;
“Bu yüzyılın, Türkiye Yüzyılı olacağına inancım tam. Tabi ki bizim burada kastetmiş olduğumuz, bir AK Parti yüzyılı asla değil, siyaset için kullanılacak bir yüzyıl kelimesi de değil kastımız bizim. Türkiye Yüzyılı, siyaset üstü bir hedef. Bu milletimizin yeni bir Kızıl Elması olarak işaret edebileceğimiz bir yüzyıl olarak söylüyoruz. Her bir alanda, gerek küresel, gerekse bölgesel bir güç olmanın çalışması, gayreti içerisinde olduğumuzu da ifade etmek istiyorum. Bu sadece belirli bir alanda değil, aklınıza gelebilecek her bir alanda huzurun yüzyılı olabilecek, sürdürülebilir bir kalkınmanın yüzyılı olabilecek, güvenin, istikrarın yüzyılı olabilecek işaretleri de içerisinde taşıdığımızı ifade etmek istiyorum ''
İşte orada dur Sayın Özhaseki..
Geride bıraktığımız yüzyılın tamı tamına 20, hatta 30 yılını çaldınız.
Cumhuriyet Türkiyesi’nin çok zor şartlarda imar ve inşa ettiği ne kadar kurum ve kuruluş varsa hoyratça yok ettiniz.
Fabrikaları kapatıp bahçelerine TOKİ konutları diktiniz. Himayenize aldığınız ya da sizi himayesine alan 3-5 kodamanı Dünyanın en fazla kamu ihalesi alan insanları yaptınız. Bu Aziz Millete aleni küfür eden adamı ekonomik yönden ülkenin en büyüğü yaptınız.
Bizi Araplaştırmak için elinden geleni yapan adamlar İngiltere’de villa aldı, sokak kapattı.
Cumhuriyetin kapısına kilit vurduğu Osmanlı ve Selçuklu gibi iki medeniyeti batıran Tarikat ve Cemaatlere ülkenin kaynaklarını peşkeş çektiniz. Yargısını, polisini askerini teslim ettiniz. Namlu size döndü, hala akıllanmadınız ve yeni Fetöcüklerle yol yürüyorsunuz.
Yeni yüzyılda siz yoksunuz, olmayacaksınız.
Zira yaptıklarınız, yapacaklarınızın güvencesi.
Sadece yoksulluk, yolsuzluk, kara para, uyuşturucu, suç çeteleri, uluslararası oligarklara peşkeş çekilen bir ülke var sizin sicilinizde.
Yeni yüzyılı, Türkiye Yüzyılı yapacak bu millet. Ama siz yoksunuz, olmayacaksınız bu süreçte.
Dedim ya Memleket Büyüğü, bir zamanlar Mustafa Alan’ın da yakalandığı bir hastalıktan muzdarip.
Kamera gördüğünde dökülüveriyor.
Meseleyi Atatürk ve CHP’ye getirdi ekranda ve bakın neler söyledi;
“Bunca birbirine benzemezin bir araya gelmesinden bir medeniyet inşa edilebilir mi? Hayır. Türkiye için fayda sağlayacakları hiçbir şey yok. Tek motivasyonları Recep Tayyip Erdoğan ve AK Parti düşmanlığı üzerine kurulu. Ama haliyle bu ülkede yaşayan insanlarda bunların adaylarını, projelerini merak ediyor. Ama ortada ne aday var ne bir proje var. Bu partinin yalanlar üzerine kurulu bir dünyası var. Herhalde rahmetli Mustafa Kemal Atatürk’ün mezarda kemikleri sızlıyordur. Atatürk mezarından kalksa, CHP’nin bu halini görse, bunları bastonla kovalar. Atatürk’ün koltuğuna oturmuş bir Genel Başkanın bütün dünyası yalan üzerine kurulu olabilir mi? Bunu bakın yüzüncü kere tekrarlıyorum; yalan söylüyor demek bile suçtur, beni mahkemeye veremiyorlar, niye? Söyledikleri yalanlarını tekrarlayacağım, dizeceğim. Nasıl bir Genel Başkansın ki Amerika’ya gidiyorsun, bir anda ortadan kayboluyorsun. Yoksun ve izah etmiyorsun, söylendiği zaman da “hamburger yedik” falan filan diyorsun. Sonra İngiltere’ye gidiyor ve kara para aklanan yerlerde geziyor. Sonra da ‘gençler, para buldum’ diye ortaya çıkıyor. Batı ve Amerika çıkarları olmasa kimseye günahını vermez. Bunlara kimse inanmaz. Amerika’ya teknoloji görmeye gitmiş. Yürüyen merdivene tersten binen bir kişinin teknolojiden anladığını iddia etmesi çok gülünçtür. Bunun adı icazet almaktır. Sözünüzden çıkmayacağım demektir. İngiltere’de faiz lobileriyle iyi geçinmeye çalışmaktır. Kemal beyin danışmanlarını değiştirmesinde fayda var. Kendisini rezil ediyor. Ayrıca Göbbels’in taktiklerini de bırakmasında fayda var ''
Sayın Özhseki, çok iddialı söylemler.
Altılı masanın bir tek ortak motivasyonuna inanıyor ve güveniyor Millet. O da, sizin yok ettiğiniz, hoyratça kullandığınız Demokratik değerlerimizi yeniden inşa edeceklerine dair taahhütleri. Zira biz biliyoruz ki, Demokrasisi sakat ülkelerde ekonomik refah olmaz, kalkınma olmaz, kardeşlik hukuku olmaz. Millet olma bilinci olmaz.
Atatürk meselesinden başlayalım.
Lütfen onun adını ağzınıza almayın.
Bu milletin elinde kalan tek değer O’nun bize bıraktığı ilke ve devrimlerdir.
Siz Atatürk’ün izlerini silebilmek için 20 yıldır gayret ediyorsunuz. Büstlerine saldıranlara sevgiyle, sempatiyle yaklaştınız. Ata’nın bu millete bıraktığı Atatürk Orman Çiftliğini ABD’nin emperyalist kalesi için tahsis ettiniz. Uçundan, kıyısından tırtıklaya tırtıklaya yok ettiniz. Kılıçdaroğlu’nun 8 saatine gelince, valla oraları siz daha iyi biliyorsunuz. Newyork, Pensilvanya, Manhattan arasını mesela. ABD Heyetinde birlikte olduğunuz birine sordum, “Biz o mesafeyi uçakla gittiğimiz için uzun sürmedi” dedi. Yani diyeceğim 8 saat konusunda Kılıçdaroğlu’nun söylediklerinden ben ikna oldum. Siz de ikna oldunuz aslında ama bu çamur biraz tuttuğu için atmaya devam ediyorsunuz.
‘Batı ve ABD çıkarları olmasa kuruş koklatmaz.’
Bu sözünüze katılıyorum.
Ama sormadan edemeyeceğim.
Katar, Suud, Putin size karşılıksız mı veriyor bu paraları.
Hiç değilse İngiltere’den gelecek yabancı yatırımcı, Rus Oligarklar gibi kara parayla gelmez, gelmeye kalksa izin verilmez.
Hele bir ‘Goebbels taktikleri’ sözünüz var ya, kahkaha atmaktan kendimi alamadım.
Görev yaptığı kentte gazete ve televizyonları kurduğu havuza toplayıp çöplüğe atmak, iktidar olduğu ülkede yayın yapan kurumları devletin bankasının parası ile kirli havuzlara yığmak ve başlarına birer AKP Komiseri oturtmak Goebbels’in bile aklına gelmemiştir, Sayın Özhaseki.
Bu ülkede ve bu kentte, dürüst, namuslu, mesleğini evrensel doğruları çerçevesinde yapan yazar, çizer, gazeteci aç ve işsiz sayenizde. Goebbels’i mezarından kaldırıp diriltmek sizin aklınıza geldi ve bunu yaptınız.
Son söz;
Cumhuriyetin 2. Yüzyılı Türkiye Yüzyılı olacak katılıyorum bu görüşlerinize. Ama Türkiye Yüzyılında siz olmayacaksınız. Bu ülkede sizden sonra bilim, sanat, kültür, teknoloji, üretim, istihdam, liyakat, kalkınma, özgürlükler, barış ve kardeşlik yeniden boy verecek, filizlenecek ve buna siz bile engel olamayacaksınız.