Kıyaslamayı kendiniz yapın.
Biz kimiz, onlar kim?
Buna karar verdiğinizde, yaşananları, yaşatılanları çok daha berrak, çok daha net olarak görmeniz mümkün.
Zira;
Biz, Demokrasi diyoruz.
Biz, Evrensel boyutta insan hakları diyoruz.
Biz, Bağımsızlık diyoruz.
Biz, Çağdaş, bilimi önceleyen bir eğitim sistemi diyoruz.
Biz, Sosyal Devlet İlkesi gereği parasız eğitim, parasız sağlık diyoruz.
Biz, kullaştırılan bir toplum değil, fertlerin oluşturduğu bir toplumdan yanayız.
Biz, Anayasaların ‘Toplumsal mutabakat belgesi olduğunu, herkesin Anayasaya uymasının zorunluluk’ olması gerektiğini söylüyoruz.
Biz, Üretim Ekonomisinden yanayız.
Biz, Çağdaş Hukuk normlarına uygun Adalet Sistemini savunuyoruz.
Biz, Özelleştirme adı altında ülkemin değerlerinin bir avuç mutlu azınlığın emrine sunulmasına karşıyız.
Biz, Fikir ve Düşünce Hürriyetini savunuyoruz.
Biz, Emperyalizmin her türlüsüne karşıyız.
Biz, Başka ülkelerin İçişlerine karışılmasına değil, başka ülkelerle eşit şartlarda dostça ve işbirliği içinde yaşanılmasından yanayız.
Biz, Sanayide, Tarımda, Hayvancılıkta kendi kendine yeten bir ülke olmanın önemini savunuyoruz.
Biz, Ödünç parayla ülke ekonomisinin idare edilemeyeceğini söylüyor ve savunuyoruz.
Biz, Çağdaş normlarda bir eğitim sistemi ile ülkenin kalkınacağına inanıyoruz.
Biz, Basın özgürlüğünün olmazsa olmazlığından yanayız.
Biz, Eğitim ve Sağlık Hizmetlerinin insan olmanın en doğal hakkı olduğunu ve bu iki unsurun paralı olamayacağını söylüyoruz.
Biz, Huzur, barış ve kardeşlik içerisinde yaşanılan dünya harikası bir ülkemiz olduğunu savunuyoruz.
Ve biz, Kuruluşun, Kurtuluşun felsefesine gönülden bağlı Atatürk İlke ve Devrimlerinin bu ülkenin aydınlık geleceği olduğuna inanmış bir çoğunluğuz.
Özetlersek;
Biz, her alanda ADALET diyoruz
Ama;
Onlar, Satarak, parselleyerek, borç dilenerek ekonomiyi idare ediyorlar.
Onlar, Bölerek, kendileri gibi olmayanları yaftalayarak, Vatanseveri Hain, İhanet edeni ‘Vatansever’ ambalajında sunuyorlar.
Onlar, Demokrasiyi hedefe giden bir tramvay olarak görüyor ve ‘İstediğimiz durakta ineriz’ diyorlar.
Onlar, tek adamın kaderimize hükmetmesini savunuyorlar.
Onlar; Milli bayramların gururunu ve coşkusunu yaşamamızı bile çok görüyorlar.
Onlar; Bağımsızlık aşkıyla başlatılan milli mücadeleyi, idrak edemiyorlar.
Onlar; Biz ve onlar diye ayırımcılık bölücülük yapıyorlar.
Onlar; Milletimiz diyorlar ama Türk Milleti demiyorlar, diyemiyorlar.
Onlar; Milletimiz diyorlar ama hangi milletten olduklarını söyleyemiyorlar.
Onlar; Kin nefret ve öfke içinde kendilerinden olmayanlara zehir kusuyorlar.
Onlar; Bin yıldır et-kemik misali olan Anadolu insanını birbirine düşürüyorlar.
Onlar; Her gün etnik tasnifler yapıp zihinleri bulandırıyorlar.
Onlar; Açıktan mezhepçilik ajitasyonları yapıyorlar.
Onlar; Ellerindeki iletişim gücünü, milletin gözünü boyamak, olmayanı olmuş gibi göstermek için kullanıyorlar.
Onlar; İnanç ve kavramlar üzerinden ayrılık tohumları ekerek toplumu cepheleştiriyorlar.
Onlar; Türk Askerinin başına çuval geçiren ve Lozan’ı hâlâ tanımayan ABD ile işbirliğini varlık sebebi sayıyorlar.
Onlar; Sevr peşinde koşuşturan Avrupa Birliği’nden, Kıbrıslı Rum’dan İsrail’e, Irak’tan Suriye’ye, İran’dan Rusya’ya herkesle dostluğu düşmanlığa çevirdiler.
Onlar; Türkiye’nin itibarını on paralık ediyorlar.
Onlar; Yüce Türk Milletinin büyük fedakarlıkları ve Ordumuzun destansı kahramanlıkları sayesinde, tüm güçlüklere karşın Bağımsızlığın, eşine az rastlanır bir zaferle elde edildiğini hatırlamak istemiyorlar.
Onlar; Gücümüzün, potansiyelimizin, farkına varmadıkları gibi birlik ve beraberliğimizi koruma kaygılarına sahip değiller.
Onlar, Cumhuriyeti nitelikleri ve kazanımlarıyla her geçen gün daha da ileri taşımanın kıvancını duymuyorlar.
Onlar; Bu ülkeyi yoktan var eden, demokrasi, cumhuriyet gibi değerler üzerine sarsılmaz bir sistem inşa eden, Atatürk ve arkadaşları ile alay ediyor, onları küçümsüyorlar.
Onlar, 21. Yüzyılda yaşadıklarını unutup, ‘Hilafet’ çağrıları yapıyorlar.
Onlar; Her alanda bölüyorlar, bölünüyorlar.
Sevgili dostlar;
İşte bundandır, onlar aydınlıktan korkuyor, toplumu korkutuyorlar.
Oysa, biz;
Aydınlığın, bu ülkenin geleceği olduğuna inanıyoruz.
Şimdi soruyorum;
Peki ya siz?