Bugun...

Ahmet Zorlu

OSLO’YU HATIRLIYOR MUSUNUZ?

Tarih: 15-02-2021 10:00:00 Güncelleme: 15-02-2021 10:04:00

13 Vatansever.

13 baba veya baba adayı.

13 Sevgili.

13 kınalı kuzu..

O kadar doluyum ki.

O nedenle hiçbir şey söylemeyeceğim.

Sormayacağım, 6 yıldır bu Vatan Evlatları hainlerin elinde tutsaktı da biz ne yaptık? diye.

Bakan çıktı ve dedi ki, “13 sivil yurttaşımızı katlettiler..”

Sivil yurttaş olmadıkları anlaşılınca, zevahiri kurtarmak yine Vali Bey’e düştü.

Böylesi bir vaka, çağdaş toplumlarda iktidar götürür, bakan istifa ettirir.

Ama nerede o sorumluluk duygusu?

Utanmasalar asalım, keselimciler bu skandalı bile muhalefete yükleyecekler.

Bu günlere nasıl geldiğimizi uzun uzun anlatmayacağım.

Hani şu İngiltere’nin gözetiminde Oslo’da imzalanan mutabakat belgesi vardı hatırlarsınız.

O belgenin sızması üzerine, 15 Şubat 2012’de yazdığım köşe yazısını virgülüne dokunmadan alacağım bu köşeye.

Belki birilerinin! kafasına dank eder, iktidar edenlerin aymazlığı;

. . . .

15 Şubat 2012

KARMA KARIŞIK..

Ortalıkta dolanan söylentilere bakılırsa, birileri bizim adımıza oturmuşlar, ülkemizin geleceğini karartan talepleri makul karşılayarak hazırlanan mutabakat belgelerine imza atmışlar.

Peki bu kadar gürültü yaratan bu belgelerde neler varmış.

Varmış diyorum, sadece bir gazetede ayrıntılı yayınlandı bu belgeler ve hiç kimse yalanlamadı.

Gelelim 20 ve 21 nolu mutabakat taslağında yer alan hükümlere;

1- Türkiyeliliği esas alan demokratik ulus temelinde yeni bir anayasa.

2- Demokratik özerklik statüsünün sağlanması.

3- Kürt kimliğinin yeni anayasada yer alması.

4- Kürçe'nin ikinci resmi dil olarak kabul edilmesi.

5- Önderliğin (Apo) ilk aşamada ev hapsine alınması.

6- Önderliğin özgürce, toplumsal ve siyasal yaşama katılması.

7- Gerillanın silahsızlandırılması, mevcut yasalar çerçevesinde toplumun öz savunma gücü ya da yeni bir statüyle demokratik çözüm içinde varlığını koruyacak bir yapılanmaya kavuşması.

öngörülüyor.

Ben açık söyleyeyim, birisi bana gelip de “Biz PKK ile yaptığımız görüşmelerde yukarıdaki 7 maddede anlaşma sağladık dese, benden şiddet görür.

Bu maddeler bu ülkenin geleceğine TNT kalıbı yerleştirmekten daha vahimdir.

Bir, Anayasa ile Kürt Gerçeğinin güvence altına alınması.

İki, PKK’ya önce demokratik özerklik imkanı verilmesi. Ardından bağımsızlık ilan edeceklerini 3 yaşındaki çocuk bile bilir.

Üç, Türk Kimliğini yasaklayan ama Kürt Kimliğini güvence altına alan Anayasa Hükmü.

Dört, Kürtçenin resmi dil kabul edilerek, resmi kurumlara gelen Kürtçe dilekçelerin de işleme konulması, isteyenlerin Kürtçe mahkeme salonlarında yargılanması, Diyarbakır’a giden bir vatandaşın, kürtçe bilmiyorsa, kendisini Oslo’da hissetmesinin sağlanması.

Beş, 40 bin vatandaşımızın faili, bölücü hain, terör örgütünün liderinin önce lüks hayat yaşadığı İmralı’dan alınarak ev hapsi adıyla özgürleştirilmesi daha sonra da Milletvekili olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne girmesinin sağlanması, bitmedi partisine genel başkan olması vs.vs..

Altı, Terör örgütünün silahsızlandırılarak kurulacak şehir yapılarında görev almalarının sağlanması..

Evet yukarıdaki mutabakat metninin açılmış halini de ben yazdım.

Eğer gerçekten terör örgütü ile böyle bir mutabakat zaptı imzalandı ise, Sayın Savcının bazı isimleri ifadeye çağırması yetmez.

Bu konuda görüşmeleri yapan, bu zaptın imza altına alınmasına izin veren herkesin, hem de , “Vatana İhanet” suçundan derhal haklarında işlem başlatılması gerekir.

Zira bu zabıttaki tavizleri bu ülkede yaşayan bir avuç ayrılıkçı dışında hiç kimseye kabul ettiremezsiniz.

Gelinen bu noktada bu tavizleri vermedik de diyemezsiniz.

Bakınız sözleşmenin altında ne diyor.

“Protokoldeki 'İş bu mutabakat metni, taraflar arasında arabuluculuk yapan HD (Hakem Devlet) temsilcileri tarafından, taraflar adına imza altına alınmış ve aslı HD merkezinde arşive alınmıştır.”

Şimdi buyurun cenaze namazına.

Bu belge varsa, yurtsever Türk Savcılarının tamamını göreve çağırıyorum.

Derhal birlikte işlem başlatmak zorundadırlar.

Savcıların tamamını birden görevden alacak halleri yok ya..