TÜİK verilerine göre, Türkiye’de yaşayan 15 yaş üzeri nüfusun yüzde 26.5’i, kaçak tütün kullandığı için kayıtlara girmeyenleri de eklediğimizde 15 yaş üzeri nüfusun yüzde 35’i sigara kullanıyor ülkemizde.
Tamam, sağlık açısından çok kötü bir alışkanlık.
Tamam, tiryaki sadece kendi sağlığını değil, çevresindekilerin sağlığını da olumsuz etkiliyor.
Ama sigara tiryakisi olmayan bilemez, sabahları bir fincan kahve eşliğinde tellendirilen bir sigaranın tiryakiye verdiği hazzı.
Bu güne kadar da siyasal iradenin verdiği kısıtlama kararlarına harfiyen uydu tiryakiler.
Kamu binaları, hastaneler ve eğitim kurumlarında sigara kullanımı yasaklandı, itiraz etmedi.
Bir paket kendisine alırken 2 paket parası devlete verecek şekilde vergilendirildi sigara, ‘Eh’ dedi, ödedi hemi de peşin peşin vergisini.
Hane halkı etkilenmesin diye, kışın çat ayazında bile, balkona çıktı sigarasını balkonunda içti.
Horlandı, azarlandı yine de ses etmedi.
Bütçesi elvermedi, vergilendirilmişi yerine gitti, merdivenaltı pazarından 200 gram tütün aldı, sarıp onu içmek zorunda kaldı.
Tüm kahvehaneler, kıraathaneler, cafeler, getirilen kapalı mekanda sigara içme yasağına ‘Emredersiniz’ dedi, tiryaki aldı çayını kahvesini dışarı çıkıp sigarasını orada içti.
Demek ki, bunca ekonomik yüke ve kısıtlamaya rağmen, ‘bıraktım’ denilince bırakılmayacak bir meret bu bağımlılık.
Ayrıca dünyanın hiçbir ülkesinde engellenemedi ki, siz engelleyebilesiniz bu alışkanlığı.
Bahsettiğim kitle, ülke nüfusunun yüzde 30’undan fazlası.
Bunlar sabah gözlerini açtıklarında başlıyor, gece yatana kadar devlete vergi ödeyen insanlar.
Yani bunların kaderi, bunların keyfi bir kişinin iki dudağı arasına sıkıştırılamayacak kadar önemli.
İddia ediyorum, bu yüzde 35’lik kitle bir aylığına, akşamcılarla ittifak kurup sigara almasın, akşamcı içki almasın, vergi gelirleri yarı yarıya düşer,
Efendim, nereden çıktı bu sigaraseverlik diyeceksiniz?
Biliyorsunuz, pandemi sürecinde uzun süre işletmeler kapalı kaldı.
Daha sonra yapılan düzenleme ile, sosyal mesafeye dikkat edilmesi şartıyla lokantalar, çay ocakları ve cafelerin açılmasına izin verildi.
Kahvehane ve Cafelerde oyun yasağı olduğu için zaten sinek avlıyor bu işletmeler.
Dışarıya konulan 3-4 masaya gelen birkaç müşterinin ise tamamı sigara tiryakisi.
Yani açık havada ve sosyal mesafeye uyarak, sigarasına çay ya da bir fincan kahveyle eşlik eden insanlar.
Sayın Vali dün çıktı dedi ki, “Maske takılması zorunlu alanlarda sigara içmek için maskenizi indirdiğiniz anca keserim cezayı..”
Sayın Vali gerçekten merak ediyorum, hadi sigaradan vazgeçtik, açtığınız lokanta ve kıraathanelerde, çay ocaklarında ve çok uluslu cafelerde insanlar oturup bir fincan kahve söylediklerinde, ya da sıcak bir tas çorba istediklerinde, maskeyi çıkarmadan nasıl içecekler?
Maske hayatın her alanında zorunlu madem..
Çay içerken, kahve içerken, çorba içerken indirilen maskeye yaptırım yok, ama sigarasından bir nefes çekmek isteyen tiryakiye bin lira ceza.
Dün Sayın Vali’nin, bu kısıtlama kararını duyurmasından sonra bir dostum aradı.
Kendisi Hunat Camii civarında, Cafe ruhsatlı çay ocağı işletiyor.
Oyun yasağından sonra gelen 3-5 müşterisinin tamamı, sigara, çay ya da kahve tiryakisi.
Diyor ki, “Sayın Vali benim gibi işletmesi bulunanların tabutuna bu karar ile son çiviyi de çaktı..”
Sayın Vali dünkü açıklamasında, bu kararın bütün açıkhava ve umuma açık işletmelerde uygulanması için genelge bulunduğunu da söyledi ya..
Merak ettim, bir süredir ülkemdeki gelişmeleri uzaktan izlediğim köyümden kalkıp ilçeme gittim.
Yaklaşık 15 dolayında çay ocağı var ve hepsinin kapısında sosyal mesafeye göre düzenlenmiş oturma yerleri var.
Tamamında insanlar oturuyor, önlerinde çayları, tablalarında sigaraları..
Bir iki tanesinin içine girip göz attım.
Temizlik, hijyen gibi konularda özel önlemler almışlar.
Sordum, “Bizim vali dışarıda oturup çay içenler yanına sigara yaktıklarında kendilerine ceza uygulanacağını söyledi. Bu karar burada geçerli değil mi?” diye.
Ne mi dediler?
Onu da siz tahmin edin.