Başlar bakanlık yetkilileri anlatmaya.

İnek, dana, düve, buza, tosun, boğa, teke, oğlak, kuzu, koç, şişek, toklu, malak ...

Bürokratlar anlatır durur sorunları anlatmasına da, fakirimin bilmediği kelimeler var, daha önce duymuş gibi bir çoğunu da, ne olduğunu bir türlü çıkaramaz sn bakan.

Bakan bey odasına bir yazı tahtası getirtir. Ve tahtaya şöyle yazdırır.

İnek : doğurmuş dışı sığır
Düve. : henüz duğurmamış dişi sığır
Buzağı : yeni doğmuş bebek sığır
Tosun. : et amaçlı beslenen erkek sığır
Boğa : damızlık erkek sığır
Teke : erkek keçi
Oğlak : keçi yavrusu
Koç. : erkek davar
Davar : koyun
Malak : manda yavrusu

Diye yazılır, ilerleyen günlerde bir yetkili gelip cümle içinde bu kelimelerden birini kullansa bakan hemen tahtaya gözünü kaçırırmış.

Kayseri tarım fuarına gelen tarım bakanı gelmiş ezberden konuşuyor. Çökerttikleri tarımı ve hayvancılığı anlatacağına sap yiyip saman tükürüyor, sn kılıçdaroğlunu eleştiriyor.

Asrı sadetleri başlamadan önce, yani 2002 yi tarihler henüz göstermemişken, Türkiye kendi kendine tarımda ve hayvancılıkta yeten yedi ülkeden biriydi.

Kendileri gelmeden önce ayran milli içecekti. Şimdi saman ithal, inek ithal, bu başarı Adaletten ve kalkınmada münezzeh Adalet kalkınma Partisi iktidarlarının büyük başarısıdır.

Türkiye cumhuriyeti tarım bakanlarına artık Fransadaki tarım fuarlarında Fransız hayvancılığına yaptıkları katkılardan dolayı madalyalar takılmaktadır.

Tarım bakanı tarımın sıkıntılarından sanırım haberdar değil ki boş cümlelerle fuar gezerken hamisi gibi Kılıçdaroğlu fobisine kapılmış durumda.

Bakan beyi Kayseride köylünün tarlasına, ahırına ve sofrasına davet ediyorum.

Çiftçinin Ziraat bankasına, Tarım Kredi kooperatifine, tüccara, tefeciye, yemciye, gübreciye borçlarına göz atmaya bekliyorum.

Ve kendisine söz veriyorum düve nedir, dana nedir diye sormayacağım.

Orhan Karakoçluoğlu