Disk Kayseri Bölge Temsilcisi Cumali Saglam,İşçi sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele
ve Dayanışma Günü 1 Mayıs bu sene Covid-19 koşullarında kutlanacaktır,dedi..
Sağlam,Tarihte ilk kez 1 Mayıs ta dünya işçi sınıfı büyük kitleler halinde kentlerin merkezi
meydanlarında buluşamayacak. Ancak bu koşullara rağmen Uluslararası Sendikalar
Konfederasyonunun ilan ettiği insan onuruna yaraşır bir iş, gelir ve sosyal
güvenlik talepleriyle dünya emekçileri tek ses, tek yürek olacaktır,dedi.
Sağlam,1 Mayıs 2020 de dünyanın dört bir yanı, insanlığın ortak umutlarını ifade eden
işçi sınıfının, büyük meydanlarda olmasa da evlerinde, işyerlerinde, belirli sembolik
merkezlerde dünyanın bu düzeninin değişmesi gerektiğine dair iradesine tanıklık edecek.
Evet yeni bir toplumsal düzen şart! Çünkü neoliberal kapitalizm ülkemizi ve dünyamızı
göz göre göre büyük bir felakete sürüklüyor. Bu düzen on yıllardır dünya halklarına
sınırsız bir emek ve doğa sömürüsü, savaşlar, ekonomik krizler, artan eşitsizlikler,
yoksulluk, işsizlik dışında hiçbir şey sunmuyordu. Covid-19 salgını düzenin nasıl
çürüdüğünü ve çöktüğünü en açık hali ile gösterdi.
Bu düzen salgına karşı işçileri, emekçileri, yoksulları ve ezilenlerin sağlığını işini,
geçimini koruyamadı. Aksine sermayenin ve patronların çıkarları için akıl, bilim ve
milyonların sağlığı yok sayıldı.
Dünyanın dört bir yanında ve ülkemizde sermaye/iktidarlar, temel hak ve özgürlükleri
hedef alarak, halkın düzene karşı tepkilerini ve siyasi muhaliflerini daha fazla baskı altına
alarak, demokrasiyi yok ederek, otoriter rejimleri sağlamlaştırarak salgını fırsata çeviriyor.
Kapitalizm ülkemizde de en vahşi haliyle hüküm sürüyor.
İşçilerin ölümü pahasına çarklar dönecek ısrarı ile virüs işyerlerinden ve toplu taşıma
araçlarından evlerimize taşınıyor. Aklın ve bilimin söyledikleri değil bir avuç patronun
çıkarları için tüm toplum tehlikeye atılıyor. Virüs sadece hafta sonu yayılıyormuş gibi,
hafta içi işe gitme mecburiyeti getirenler, hafta sonu da işçileri çalıştırmak için akıl dışı
kararlara imza atıyor.
Açılan paketlerde işverenlere her türlü destek ve hatta ücretsiz izin dayatma hakkı bile
var ama işçi yok, emekçi yok, emekli yok, küçük esnaf yok, çiftçi yok, kadın yok, çocuk
yok...
Salgının yarattığı ağır ekonomik sonuçlar karşısında milyonlarca işçi, emekçi, işsiz,
emekli, küçük esnaf değil bir avuç şirket korunuyor.
İşverenler ve müteahhitler için milyonluk paketler açıklanırken, AKP nin yasa
değişikliğiyle ;ücretsiz izin dayatılan işçiler 1168 TL ile yaşamaya mahkum ediliyor.
Milyonlarca insanın işinden olduğu bir dönemde KDV'li yüksek faturalar hane bütçelerini
sarsmaya, bankalar tüketici kredilerinden ve kredi kartlarından tıkır tıkır faiz almaya
devam ediyor.
Özel hastaneler kamunun hizmetine sunularak, tüm halkın sağlığı için devlet güvencesi
sağlanmıyor.
Zorunlu işlerde çalışan hekimlerin, sağlık ve belediye çalışanlarının, PTT ve kargo
çalışanlarının sesine, taleplerine kulak verilmiyor.
Marketlerden inşaatlara fabrikalardan madenlere üretim zorlaması can alıyor. Evde
çalışmaya başlayan emekçiler için mesai hiç bitmiyor, 24 saate yayılıyor.
Çocukların ve aile büyüklerinin evde kalmasıyla kadınların omuzlarındaki yük ağırlaşıyor,
evde şiddet haberleri giderek artıyor.
İktidar bu ağır koşullarda yaşamda kalmaya çalışan halkın sağlığını, işini ve geçimini
güvence altına almazken bir avuç patronun bir dediğini iki etmiyor. Bu düzenin çarkları
"neşesi yerinde" bir avuç ayrıcalıklı elit için dönüyor.
Onların vergileri indiriliyor, onların kredileri gevşetiliyor, onların yağma projeleri için
ihaleler sürüyor, onların köprülerine yollarına hiç geçmesek de milyon dolalar akıtılıyor,
doğamız, su kaynaklarımız, tarım alanlarımız salgın fırsatçılığı ile ranta, talana açılıyor.
Bu yağma ve sömürü düzeninin sahipleri, bir avuç patrona hizmet ederken sadece on
milyonlarca emekçiyi ve ailelerini değil ülkemizin geleceğini de tehlikeye atıyor. Salgın ile
uğraşması gerekenler, halka hizmet götürmek isteyen belediyeleri engellemekle,
seçilmişlerin yerine kayyum atamakla, beğenmediği haberleri yapan gazetecileri
tutuklatmakla, kendini eleştiren tweet atanların peşine düşmekle meşgul.
Covid-19 salgını hepimize göstermiştir ki bu düzenin sahibi bir avuç ayrıcalıklı kesim
ile Türkiye nüfusunun yüzde 99'unun çıkarları aynı değildir. Covid-19 salgını
süresince halkın sağlığını, işini ve aşını korumak için alınması gereken önlemler
bellidir:
1. Temel, zorunlu ve acil mal ve hizmet üreten işler dışında bütün işlerde salgın
süresince çalışma acilen durdurulmalıdır.
2. Salgın süresince işten çıkarmalar yasaklanmalı, ücretsiz izin dayatmasından
vazgeçilmeli çalışanlara ücretli izin verilmeli, işsizler için koşulsuz işsizlik maaşı
ödenmeli, küçük esnaf ve çiftçi desteklenmelidir.
3. Tüketici, konut ve taşıt kredileri ile kredi kartı borçları faiz işletilmeden ertelenmeli,
elektrik, su, doğalgaz ve iletişim faturaları salgın riski boyunca devlet tarafından
karşılanmalıdır.
4. Bu süreçte özel sağlık kuruluşları kamu kontrolüne geçirilmeli, yurttaşların sağlık
hizmetlerine erişimi istisnasız ve ön koşulsuz bütünüyle parasız olmalıdır.
5. Salgınla mücadelede koordinasyonda katı bir disiplin uygulanmalı, bilimsel
yaklaşım ve bilgi paylaşımında açık ve şeffaf olunmalıdır. Covid-19 Testleri
konusunda bilimsel-yaygın-hakkaniyetli ve sonuçların hızla açıklandığı bir işleyiş
hakim kılınmalıdır. Yerel yönetim kuruluşlarının, sağlık, emek ve meslek
örgütlerinin de temsil edildiği bütünlüklü bir kurul oluşturulmalıdır. Bu kurul tüm
süreci halkın sağlığını ve kamunun çıkarını önceleyecek biçimde şeffaf biçimde
yürütmelidir.
6. Başta hekimler, sağlık ve belediye çalışanları olmak üzere, tüm zorunlu işlerde
koruyucu ekipman başta olmak üzere bütün eksiklikler giderilmeli, herhangi bir
aksama yaşanmayacağına dair güven verilmeli ve bu işlerde çalışan herkes
düzenli olarak testten geçirilmelidir.
7. Salgın dönemlerinde dezavantajlı kesimler olarak kabul edilen; hiçbir geliri ve
birikimi olmayan yoksullar, EYT'liler, göçmenler ve tutuklu/hükümlüler için
yaşamlarını ve sağlıklarını koruyacak fiili ve yasal düzenlemeler hayata
geçirilmelidir.
8. Tüm kadınlara iş ve gelir güvencesi sağlanmalı, artan şiddete karşı İstanbul
Sözleşmesi ve 6284 Sayılı Yasa etkin bir biçimde uygulanmalıdır.
Aklın ve bilimin emrettiği bu önlemler büyük ölçüde alınmamaktadır. Çünkü ülkeyi
yönetenler, yandaş patronları beslemeye ve siyasi rekabete odaklanmıştır. Halkın
sağlığını, işini ve geçimini güvence altına almayan, alamayan iktidar, siyasi sorumluluğu
üstlenerek hesap vermeli, ilk adım olarak sağlık, içişleri ve ekonomi bakanları istifa
etmelidir.
Bu düzen sağlığa zararlıdır. Bugün dünyanın da memleketin de sağlığı ve geleceği yeni
bir toplumsal düzenin kurulmasına bağlıdır.
Sermaye değil halk egemenliğini esas alan, sömürüye karşı emeğin haklarını koruyan,
toplumsal zenginliğe el koyan yüzde 1'in değil toplumun yararını esas alan yeni bir
toplumsal düzenin kurulması şarttır.
1. İnsan onuruna yaraşır bir iş ve ücret, kamusal sosyal güvenlik ve sendikal
hakların eksiksiz güvence altına alındığı yeni bir toplumsal düzen istiyoruz.
2. Demokrasinin ve ifade özgürlüğünün tahrip edilmediği yeni bir toplumsal düzen
istiyoruz.
3. Her türlü ayrımcılığa, cinsiyetçiliğe ve ötekileştirmeye karşı eşit yurttaşlığın, yurtta,
bölgede ve dünyada barış politikasının benimsendiği yeni bir toplumsal düzen
istiyoruz.
Halkın sağlığının, işinin ve geçiminin güvence altında olduğu yeni bir toplumsal düzen
için 1 MAYIS'ta sesimizi yükseltiyoruz.
2020 1 Mayıs'ına kadar tüm meydanları, caddeleri, sokakları 1Mayıs afişlerimizle
donatacak, ses ve görüntü araçlarıyla 1 Mayıs coşkusunu meydanlara taşıyacağız.
Evlerimizin ve işyerlerimizin sokaklara dönük yüzünü taleplerimizi ifade eden
pankartlarla, afişlerle donatacağız!
1 Mayıs 1977 de Taksim de yitirdiğimiz mücadele arkadaşlarımızı Kazancı yokuşunda
anacağız.
1 Mayıs günü bulunduğumuz her yerin balkonlarından pencerelerinden 1 Mayıs marşını
okuyacak, pankartlarımızı asacak, balonlarımızı uçuracak, yeni bir toplumsal düzen için
aynı anda tüm Türkiye'den ses vereceğiz.
Yine 1 Mayıs günü sosyal medya üzerinden yayınlanacak. 1 Mayıs mitinginde
buluşacağız.
Birliğimizi, mücadelemizi ve dayanışmamızı tüm gücümüzle bulunduğumuz her yerden
göstereceğiz!
Yeni bir toplumsal düzeni biz kuracağız!
Yeni bir toplumsal düzeni emek ile bilim ile kuracağız!
YAŞASIN 1 MAYIS!