Depremlerin yıl dönümünü anıpta “unutmadık” afişleri asmak ya da sosyal medyadan paylaşmanın ne faydası var?
AKP hükümeti bunun hesabını verdi mi?
Gerekli yardımın gitmemesi, ölü sayısının eksik söylenmesi bir yana en başından önlemlerin alınmamış olmasının sorumlusu kimdir?
Bu memlekette son 20 yılın sorumlusu bu zihniyettir.
Binalarda olması gereken denetleme yapılmamışsa hesabını hükümet verecektir.
Otel yangınından, ya da maden kazalarından kendisini sorumlu tutup istifa eden bir kişi gördünüz mü?
Dünya siyaseti ilk defa böylesine yetkili ve sorumsuz bir yönetim ile tanıştı.
Çıkıpta AKP lideri kendi ağzı ile Fetullah Gülen hocayı ima ederek;
“Okullar için yer istedi, verdik. Olimpiyat dediler, her türlü desteği verdik. Ne istediniz de vermedik ne isteniz de alamadınız” diyebiliyorken …
Darbe denemesi yapan cemaatin kadrolarından dolayı neden ifadeye çağrılmıyor!
“Bu hain örgütün gerçek yüzünü çok daha önceden ortaya dökmemiş olmamızdan dolayı hem Rabbimize hem de milletimize verecek hesabımız olduğunu biliyorum. Rabbim de milletim de bizi affetsin.” Diyor.
“Rabbi “bu konudaki fikrini ne zaman açıklar bilemeyiz fakat, “milletim bizi affetsin” ifadesi ortada bir suç ya da eksik görev olduğunun açık bir itirafı olarak görülüp sorguya alınmasını gerektirmez mi?
Depremlere göre bina yapmayıp, her adım başına yüksek katlı imarlar verip bugüne getiren ve depremden sonrada susan bir hükümete hesap sorulmayacak mı?
Unutmadık diyerek yıl dönümü anmak ne demek?
Bu memleketi sahipsiz bırakan, yangında ortada olmayan, depremde gözükmeyen, emeklisine sahip çıkmayan bir AKP ve sırf söz sahibi olmak için AKP ne derse baş sallayan küçük hesap siyasetçileri hesap vermeyecek mi?
Bu hesap meydanlarda sorulur.
Darbeye karşı kulakları sağır olan MİT başkanı, bunun hesabını vermeyecek mi?
Darbe deneyecek güce ulaşan cemaatlerin hesabı meydanlarda AKP ye sorulmayacak mı?
Sandık ta değil, sözlerimi iyi anlayın meydanda soracaksınız.
Şaibe karışan, kimin kime oy verdiği belli olamayan bir ülkede yaşıyoruz. Demokrasi bizde bir filim senaryosu, istedikleri yerde reklam sokuyorlar!
AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan katıldığı bir iftar organizasyonunda İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimleri hakkında “Oyları çaldılar, bu kadar basit.” ifadelerini kullanmıştı.
Kısacası oyların çalınıyor olması, üniversite sınavlarında soruların çalınıyor olması, memur ve işçi alımlarında torpilin dönüyor olması, emeklinin maaşının gasp edilip yarıya düşürülmüş olması …
Hukuk devletimizde günlük yaşadığımız “komediler”.
Böyle bir ülkede sandıkta hesap sormanın ne anlamı var?
Beğenmiyorsan ineceksin sokaklara, beğenmediğin hükümet istifa edip gidecek.
Polis teşkilatı anayasanın polisi olduğunu unutmayacak.!
MADDE 3- Herkes, önceden izin almaksızın, bu kanun hükümlerine göre silahsız ve saldırısız olarak kanunların suç saymadığı belirli amaçlarla toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir.
İşte bu gösteri işini de namuslu, şerefli sendikalar organize edecek.
Bizde sendika işi bitmek üzere görevini yapmıyor, siyaset desen döneklerine bile sahip çıkıyor teşkilatı. Dün söylediğinden dönüp şimdi rakip partinin liderinin ayağını yalayanlara kendi teşkilatı sırt dönemiyor.
Döneğin dönek teşkilatından memlekete ne fayda gelecek ki. Ülkenin düştüğü durumun yarısını bile anlatmadım sizlere,
Yazı uzadımı kesmesini bilmeyen köşe yazarından da fayda gelmez!